İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Gezi Parkı Davası tutuklusu Tayfun Kahraman'ın yeniden yargılanması yönündeki Anayasa Mahkemesi'nin kararını reddetmesini sert bir dille eleştiren Özel, 'Bu vakitten sonra bu ülkede nizam nasıl tutacak ya? Aklı başında bütün AK Partililere söylüyorum, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a söylüyorum, hukukçu kendisi, Abdülhamit Gül'e söylüyorum. AK Parti'de geçmiş dönemde Adalet Bakanlığı yapmış, grup başkanvekili şu anda. Geçmişte birlikte grup başkanvekilliği yaptığımız Adalet Bakanı'na söylüyorum. Ya hanginiz bunu nasıl savunabilirsiniz? Nasıl arkasında durabilirsiniz? Bir birinci kademe mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararını nasıl tanımaz? Nasıl 'Uygulamıyorum' der?' dedi.

'BU VAKİTTEN SONRA MÜLKİYET HAKKINI TANIMAZ'

Özgür Özel, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

'Büyük bir felaket yaşadık bugün. Bu ileride bugün yapılmaya çalışılanın ne olduğunu ve eğer mani olunmazsa ne sonuçlar doğuracağını daha iyi anlayacağız. Bugün Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesi'nin yazın verdiği, gerekçesini eylül ayında yazdığı ve mahkemeye yolladığı karara, savcılık neredeyse bir haftadır bekliyordu. Bir yerlerden talimat bekliyorlar, mütalaa yazmıyorlar. Dün kötü bir mütalaa yazdılar ve bugün ilk kez yargı tarihimizde 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin esastan görüşüp karara bağladığı, hem kişinin sağlığı yönünden hem de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünden gerekçeli kararına, karardaki hiçbir tarafına uymayacağını...

Daha önce Anayasa Mahkemesi kararlarına laf edenler, direnenler olmuştu ama Anayasa'nın esastan görüştüğü bir hususta, Can Atalay kararı da fevkalade yanlış bir karardı. Ama bu kararda, Tayfun Kahraman kararında Anayasa Mahkemesi heyet halinde aldı, esastan görüştü, karara bağladı, gerekçeli kararı yazdı, mahkemeye yolladı, dedi ki 'Adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş, şu şu şu şu gerekçelerle yeniden yargılanmalı. Ayrıca tutuksuz yargılanmasını da takdirinize bırakıyoruz' dedi. Nazik bir dille. Normalde tutuksuz yargılanmasına demesi lazım.

Buna rağmen Aktroller çetesi etkisiyle yazılan kötü mütalaa ve 13. Ağır Ceza'nın Anayasa'yı tanımaması. Bu vakitten sonra biri kalkar, 'Sen anayasanın bu maddesini tanımıyorsan ben de meclis maddesini tanımıyorum' der, milletvekillerini tanımaz. Öbürü cumhurbaşkanı tanımaz, öbürü konut hakkını, mülkiyet hakkını tanımaz.

'BU VAKİTTEN SONRA BU ÜLKEDE NİZAM NASIL TUTACAK YA?'

Bütün hepimizin güvencesi anayasa ve bugün sadece ve sadece muhalif olan birisine ki, Gezi olayları sırasında arayı bulmaya çalışmış, Sayın Erdoğan'a en nazik dili kullanmış, Gezi olaylarının olaysız bitmesi için gayret sarf etmiş kişi haksız yere tutuluyor. Kızı Vera, kızı Vera üç yaşındaydı gitti, şimdi okula başladı. Babası ne kreşe götürebildi ne okula yazdırabildi. Vera büyüdü. Anayasa Mahkemesi, 'Vera'nın babası haklı, Vera haklı' dedi. Bugün o karara uymadılar.

Bu vakitten sonra bu ülkede nizam nasıl tutacak ya? Aklı başında bütün AK Partililere söylüyorum, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a söylüyorum, hukukçu kendisi, Abdülhamit Gül'e söylüyorum. AK Parti'de geçmiş dönemde Adalet Bakanlığı yapmış, grup başkanvekili şu anda. Geçmişte birlikte grup başkanvekilliği yaptığımız Adalet Bakanı'na söylüyorum. Ya hanginiz bunu nasıl savunabilirsiniz? Nasıl arkasında durabilirsiniz? Bir birinci kademe mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararını nasıl tanımaz? Nasıl 'Uygulamıyorum' der?

'YARIN YAĞMA BAŞLAR ÜLKEDE, YAĞMA BAŞLAR'

Bu vakitten sonra düzen tutmaz. Yarın yağma başlar ülkede, yağma başlar. Bakın, devlet kalkarsa mülkiyet hakkı ortadan kalkar. Devletleri devlet yapan toplum sözleşmeleridir. Bugün o toplum sözleşmesine, benim yargılanan kişinin şahsına göre bir karşı çıkmaya başladınız mı, bu işin sonu gelmez. Bu ülkede Anayasa Mahkemesi'nin yazdığı, altına Cumhurbaşkanı tarafından, bu hükümet tarafından atanmış yargıçların imza attığı bir metne, bir kağıda 'Ben buna uymuyorum, benim için yok hükmünde' derseniz, borsanızda yatırım yapan yatırımcıya verdiğiniz hisse senedine kim güvenecek arkadaşlar? Kim gelecek bu ülkeye yatırım yapacak, fabrika yapmak için arsa satın alacak, o tapuya kim güvenecek arkadaşlar? Bankanın verdiği cüzdana kim güvenecek?

'BUGÜN TÜRKİYE'NİN ANAYASASIZLAŞTIRMA SÜRECİNDE BİR EŞİK ATLANIYOR'

Bugün Türkiye Cumhuriyeti tarihinin anayasasızlaştırma, kuralsızlaştırma, kurumsuzlaştırma sürecinde bir eşik atlanıyor. Herkes aklını başına takınsın. Buradan bir kez daha söylüyorum, tüm siyasi mülahazaların dışında herkes aklını başına takınsın. Buranın geri dönüşü yok. Yüzdün yüzdün bir yere geldin. Daha ileri gidersen dönemeyeceksin. Hepimiz boğulacağız. Bunu yapmayın, yol yakınken dönün. Bu mahkemenin itirazında hukukun hakim olmasıyla ilgili bir iradenin derhal ortaya konması lazım. Burası bir hukuk devleti olsa HSK olağanüstü toplanır. Olağanüstü olarak bu mahkemedeki hakimleri savunmalarını almak üzere açığa alır. 'Ne yapıyorsunuz siz arkadaşlar?' der ya. Olacak şey mi der yani.

Özel'den gazetecilere gözaltı dalgasına ilk tepki!
Özel'den gazetecilere gözaltı dalgasına ilk tepki!
İçeriği Görüntüle

'ON AY BOYUNCA HEM SAVCI HEM ORADAN EURO BAZINDA YÖNETİM KURULU MAAŞI ALDI'

Bir kez daha uyarıyorum. İkinci bir husus, çok ilginizi çektiğini biliyorum. Ben bugün sabah ve biraz önceki konuşmalarımda, burada bu yaşam merkezine verilen emekler boşa gitmesin diye, sabah da YÖK'le ilgili program olmasın diye konuya değinmedim. Soru cevabınıza bıraktık. Dün akşam, dün akşam İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in, başsavcıyken ki biliyorsunuz Hakimler Savcılar Kanunu'nun ilgili maddesi, 48. maddesi o kadar net söylüyor ki hakimler, savcılar başka bir iş yapamazlar, resmi ya da özel bir yerden başka bir gelir elde edemezler.

Bakın, Akın Gürlek, Ocak ayının, 2024'ün ocağında Eti Maden şirketinin Lüksemburg'daki Eti Mine işletmesine yönetici olmuş, oradan maaş almış. Sonra o görevi bir ara bırakmış. Sonra Kasım 2024'te, bakın Kasım 2024'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı iken, bazı troller diyor ya 'Öncesinde aldı, o zaman bıraktı' Bakan yardımcısıyken yapmıştı, bırakmıştı. Bakan yardımcılığı süresinde de bu parayı aldı. Sonra atandığında Kasım 2024'te kendisi 2 Ekim'de göreve atandı, Kasım 2024'te Lüksemburg'daki Eti Maden'in yönetim kurulu üyeliğine yeniden atandı. On ay boyunca hem savcı maaşı aldı hem oradan euro bazında huzur hakkı, yönetim kurulu maaşı aldı.

Bu Hakimler Savcılar Kanunu'na açık aykırı. Bunu söyledik. Bir kere burada suçüstü yakalandı, yalan atıyor. 'Ben başsavcıyken almadım, ben bakan yardımcısıyken aldım' diye etrafındaki gazetecilere yazdırıyor. On ay başsavcıyken almış. İkinci suçüstü durumu söylüyorum: Bakan yardımcısıyken de savcıydı ve Anayasa'nın 140. maddesinin son fıkrası şöyle der: 'Hakimler ve savcılar, Adalet Bakanlığı'nda idari görevlere atanabilirler. O sırada hakim ve savcı kurallarına tabidirler'.

Akın Gürlek, İstanbul'daki hakimlikten bakan yardımcılığı görevine atandığında hakimlikten, savcılıktan, bu görevinden istifa etmedi. Etseydi zaten yeniden başsavcılığa atanırken mesleğe kabul işlemi yapılması lazımdı, yapılmadı. Yani bakan yardımcısıyken de hakimdi, savcıydı ve hakimlerin, savcıların yasaklarına orada da tabiydi. Kendi ağzıyla yakalanıyor. Kendileri yalan atmak için 'Biz bu maaşı bakan yardımcısıyken aldık' diyorlar. Orada da alamazsın. Savcı sıfatı taşıyorsun, hakim sıfatı taşıyorsun. Sonra da aldın. Bütün kanıtları basına yolladım.'

Kaynak: RSS