Türkiye ekonomisi uzun zamandır büyük kriz yaşarken, Erdoğan, eski bakanı Mehmet Şimşek’te aradığı çareyi yine kendi kararları ile yok etmiş görünüyor. İmamoğlu krizi sonrası piyasalardaki sarsıntı yayılarak, bütçe, cari ve hazine nakit açığını beraberinde getirdi. Şimşek, tablonun kötülüğünü açıklamaları ile saklamaya çalışsa da rekor kayıplar yaşanmaya devam ediyor.
Ekonomi kanadından bu hafta art arda üç kritik gösterge açıklandı. Veriler kamu maliyesinde, Hazine’nin borç ve faiz dengesinde ve Merkez Bankası’nın döviz dengesinde sarsıntıların arttığını, alt üst olan tüm ekonomik hedeflerin geçerliğini yitirdiğini ortaya koyuyor.
Yaşanan sarsıntının temelinde ise, her ne kadar ekonomi yönetimi reddetse de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali ile başlayan süreç var.
Borsa İstanbul 19 Mart sonrası sert düşüşler kaydederken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İmamoğlu’nun etkisinin sınırlı olduğunu savunmuş, ABD tarifelerinin etkisi olduğunu ileri sürmüştü.
Oysa Borsa İstanbul’daki yangın ABD tarifelerinin açıklandığı 2 Nisan’dan çok önce gerçekleşmişti. Yine yabancı tahvil satışları İmamoğlu sürecinde sert bir şekilde gerçekleşmişti.
AÇIK BÜYÜK
Gelinen noktada cari açıktaki büyüme, Merkez Bankası’nın ikinci kez rekor zarar etmesi, rezervlerdeki erime, ekonominin alarm verdiğini gösteriyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı Ocak-Mart dönemi Merkezi Yönetim 3 aylık bütçe gerçekleşmelerine göre ilk çeyrekteki bütçe açığı 710,8 milyar TL’ye yükseldi.