Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) işbirliğinde, şirketlerin 2021-2023 arası iki yıllık ciro artışı dikkate alınarak yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi yarışması sonuçlandı. Türkiye 100 sonuçları; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve iş dünyasının katılımıyla TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen törenle açıklandı.

Ömer Fethi Gürer çiftçilerin sorunlarını anlattı
Ömer Fethi Gürer çiftçilerin sorunlarını anlattı
İçeriği Görüntüle

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, törende yaptığı konuşmada, söz konusu dönemde Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin ortalama ciro büyümesinin yüzde bin 644 olduğunu söyledi.

Bu şirketlerin Türkiye'deki milli gelir artışının 6 kat üzerinde performans gösterdiklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Yine aynı süre içinde, çalışan başı üretimlerini yani verimliliklerini ise ortalama yüzde 718 artırdılar. Ayrıca her biri ortalama 127 kişiye istihdam sağladı. Toplam istihdamlarını da yüzde 88 oranında artırdılar. Türkiye 100 şirketlerinin yüzde 67’si ihracat yapıyor. Tam 67 ülkeye ihracat gerçekleştiriyorlar." diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye 100 şirketlerinin kuruluş yaş ortalamasının yaklaşık 12 yıl olduğunu, yüzde 91'inin bilgi teknolojilerine yatırım yaptıklarını aktararak, şöyle devam etti: "Çalışanların eğitimine ayırdığı kaynağı masraf olarak görmüyor, buna büyük önem veriyorlar. Yüzde 84'ü, çalışanlarının niteliklerini artırmaya yönelik, kurum içi ve dışı eğitim faaliyetleri düzenliyorlar. Türkiye 100 şirketlerinden 59'u, bakanlıklarımızın ve kamunun sağladığı desteklerden faydalanmış. Kamu-özel sektör el ele vererek, ortak akılla hazırlanan destek programlarının böyle somut ve güzel sonuçları oluyor. Öte taraftan burada bir husus daha öne çıkıyor. Türkiye 100 şirketlerinin üçte ikisi, büyümelerini sürdürmek için finansmana ihtiyaç duyduklarını belirtiyorlar. Dolayısıyla, başta KOBİ'ler olmak üzere reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırmalıyız. Biz de bu konuyu devamlı takip ediyor, ilgili yerlere aktarıyoruz."

Listede 25 şehirden şirket olduğuna, 100 şirketin 22'sinin İstanbul'dan, 78'inin ise Anadolu'dan geldiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, bilişimden makineye, toptan ticaretten metal ürünlere, elektronikten mühendisliğe kadar 34 sektör bulunduğunu bildirdi.

Hisarcıklıoğlu, programa çok önem verdiklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "İltifatı en çok hak edenler, bu ülkenin zenginleşmesinde öncü rol üstlenenler, üreten, ihracat yapan ve istihdam sağlayanlar girişimcilerimizdir. İyi yönetilen, geleceği parlak olan bu şirketlerin önünün daha fazla açılmasını, daha fazla büyümelerini istiyoruz. İşte bunun için, Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketini herkese tanıtıyoruz, yatırımcıya ve müşteriye daha kolay ulaşmalarını sağlıyoruz. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da aktif olmalarını, ihracat yapmalarını istiyoruz."

GİRİŞİMCİ KARAMSAR OLMAZ

Bu çağda zenginleşmenin, kalkınmanın anahtarının girişimcilik olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bizim de daha fazla girişimciye ihtiyacımız var. Biliyorsunuz girişimcilik de heves işi. İşte Türkiye 100 yarışmasıyla girişimci rol modellerimizin sayısı artsın istiyoruz. Buradaki her şirket, yeni girişimcilere örnek olsun istiyoruz." ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu Türkiye 100 programına başvurmuş ancak ilk 100 arasına girememiş şirketlerin de bu dönemde ortalama yüzde 245 büyüdüğü bilgisini verdi.

Türk iş dünyasının bu zamana kadar pek çok zorlu süreç geçirdiğini anımsatan Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Kamu-özel sektör el ele vererek, tüm bu sıkıntılı dönemleri aşmayı bildik. Bu yüzden asla karamsarlığa kapılmamalıyız. Zor şartlar karşısında yılmamalıyız. Çünkü girişimci karamsar olmaz, hep umut ve heyecan dolu olur. Türk özel sektörü olarak diyoruz ki 'Dün yapabildiysek bugün de yapabiliriz.' Türkiye, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yerini alacak ve lider ülke haline gelecek. Bunu da yine hep birlikte çalışarak sağlayacağız."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmazi ise çatışmaların yoğunlaştığı, belirsizliklerin arttığı ve krizlerin derinleştiği küresel bir ortamda Türkiye'nin siyasi istikrarı, güçlü kurumları ve kararlı politikalarıyla süreci etkin bir şekilde yönettiğini söyledi. Orta Vadeli Program'a (OVP) göre bu yıl sonuna gelindiğinde Türkiye ekonomisinin 1,5 trilyon doları aşan bir hacme ulaşacağını, kişi başına gelirin ise 17 bin doların üstünde olacağını tahmin ettiklerini belirten Yılmaz, Türkiye'nin ilk defa tarihinde yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacağını ifade etti.

Yılmaz, enflasyonu düşürmek için koordineli, çok boyutlu ve kararlı bir politikayı hayata geçirdiklerini belirterek, şöyle konuştu: "Hedefimiz yıl sonunda yüzde 30'un altında bir enflasyon oranı. Gelecek sene yüzde 20'nin altında bir enflasyon oranı, 2027'de ise tek haneli enflasyona yeniden ülkemizi kavuşturmak. Bunun için her türlü gayreti sarf ediyoruz. Kolay değil. Bir taraftan depremin yaralarını sararken, bir taraftan çevremizdeki jeopolitik gelişmeleri yakından takip edip tutum alırken, bir taraftan da bu programımızı hayata geçiriyoruz. Enflasyonu düşürürken büyüme performansımızı da belli bir seviyede koruyoruz." OVP'deki 2028 yılı hedeflerine ilişkin konuşan Yılmaz, enflasyonu kalıcı şekilde tek haneli rakamlara indireceklerini, cari açığı yüzde 1'ler civarına çekeceklerini, gelecek 3 yılda 2,5 milyon ilave istihdam oluşturacaklarını ve işsizlik oranını yüzde 8'in altına ilk defa düşürecek bir perspektifle hareket ettiklerini söyledi.

Kaynak: RSS