İzmir, geçtiğimiz yazdan bu yana çöp depolama sorunuyla boğuşuyor. Harmandalı Katı Atık Depolama Tesisi'nin Danıştay kararıyla kapatılması Karşıyaka, Konak, Buca gibi kent merkezindeki ilçelerde çöp yığınlarının meydana gelmesine yol açmıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB), bir yandan yeni atık depolama alanlarının inşası bir yandan da mevcut tesislerin kapasitelerinin artırılması için çalıştıklarını duyururken, Harmandalı için de 31 Ekim'e kadar geçici kullanım izni alınmıştı. Bu sürenin de sona ermesiyle birlikte, Büyükşehir Belediyesi'nin girişimleriyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, geçici izni 31 Aralık'a kadar uzattı. Yamanlar, Naldöken gibi yerleşimler, yeni tesislerin yapılması için gündemdeyken TKP İzmir İl Örgütü bugün, Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç, Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (ÇHTM) Sözcüsü, Avukat Emel Diril ve TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik'in katılımıyla Konak Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde konuya ilişkin bir basın açıklaması düzenledi.
Basın toplantısını TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik açtı. İzmir'in kronikleşmiş kent sorunlarından biri olan çöp krizinin bu noktaya gelmiş olmasında özelleştirmeci politikalara ve plansızlığa dikkat çektiklerini belirten Gedik, çöp krizinin çözümü konusunda yapılması planlanan tesislerin ve bir eylem planının gündeme getirildiğini ancak kamuoyuna açıklanan herhangi bir şey olmadığının altını çizdi. Planlamanın kendisinin ve sürecin ihale usulüyle yönetilmeye çalışıldığına dikkat çeken Gedik;
'Büyükşehir belediyesi de ilçe belediyeleri de nitelikli, alanında uzman, kamucu politikalar geliştirebilecek personele sahip. İzmir halkındaki karmaşa hâlinin de ortadan kalkması için bir an önce ortaya tüm detaylarıyla, halkın çıkarları gözetilerek, kamucu perspektifle düşünülmüş bir eylem planının konması gerekiyor. Bu olmadığı zaman Naldöken'de oldığu gibi insanlar gayet anlaşılır biçimde, 'Biz de Harmandalı mı olacağız? Mahallemizde çöp tesisi istemiyoruz' diyecek. Çünkü Harmandalı'da durum bu: Plansızlıkla ve sermayenin çıkarları düşünülerek atılan adımların ardından, kronikleşmiş bir sorunun neticesi olarak insanlar nefes bile alamıyor' diye konuştu.
Gedik'in ardından sözü Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç aldı. İzmir'in atık sorununun çözümünde '60'lı yılların da gerisine düştüğünü belirterek sözlerine başlayan İşgenç, İzmir'in 'çöple mücadele tarihi'ni şu şekilde özetledi:
'68 yılında Halkapınar ve Çiğli'de yalnızca çöp depolama değil, çöp içerisindeki organik maddeleri gübreye dönüştüren, yani çöpten kompost üreten iki tesisi vardı. İzmir'de oluşan çöpün yüzde 90'ını işleyecek kapasiteye sahip bu tesisler modern tekniklerle işliyor, elde ettiği kompostu da tarımla uğraşanlara satıyordu. Çöpler eskiden teknik önlemler alınmaksızın şehir dışına boşaltılıyordu; aynı zamanda zemin de kazanılıyor, zamanla buralar bir ya da iki katlı evler yapılabiliyordu. '92'de, Harmandalı'da Türkiye'nin ilk düzenli katı atık depolama alanı yapıldı. Bu alanın boyutu zamanla artırıldı, günümüzde 25 milyon tonun üzerinde atık depolanıyor burada. Raporda 15 yıl ömür biçilen alan için, 'Seddelerle hacim artırılabilir' de deniyor. Ancak belediye, etrafın yoğun şekilde yapılaşması ve çok atık depolanması nedeniyle çalışmalara başlıyor.
Torbalı Taşkesik mevkiinde bir alan bulunuyor ancak uzak olması ve lojistiğin güç olması gibi sebeplerle vazgeçiliyor. Sonra, 2012'de Yamanlar'da çalışmalar yapılıyor. ÇED raporu verilmesine rağmen 2018'de belediye başkanının değişmesiyle yeni başkan bu projeyi sürdürmüyor. Menderes Çakaltepe gündeme geliyor. Yerleşim alanına uzak bu mevki için geri kazanım ve depolama alanı olacak biçimde çalışmalar yapılıyor ancak Tarım İl Müdürlüğü red veriyor. Ardından Ödemiş Entegre Atık Yönetim Tesisi: Sözleşmeler imzalanıyor ama çalışmalar başlayamadan, bölge büyükşehir sınırlarına geldiği için, 'Burası bölgesel tesis olsun, çevre ilçeler de çöplerini buraya döksün' deniyor. Bergama'daki düzenli katı atık depolama tesisi, entegre atık yönetim tesisine dönüştürülüyor. Her biri Harmandalı kadar büyük olmada da aslında İzmir'de bölgesel tesis anlayışı bir biçimde var. Fakat bu özette de görüldüğü gibi, İzmir bunu bir yere bağlayamıyor, çeşitli kesintilerle askıda kalıyor.
Harmandalı'ya gelelim: Harmandalı'da halkın girişimiyle buranın kapatılması yönünde yerel mahkeme kararı çıkıyor, Danıştay da risk olduğunu kabul ediyor. Belediye ise Harmandalı'nın arkasını da buraya dahil ederek kullanım alanını ve süresini genişletmek, uzatmak istiyor. Durum bu olunca, basında da kimi alternatif tesis alanlarına dair haberler yer bulmaya başladı. Örneğin, Naldöken'de katı atık tesisi kurulması konuşuluyor. Ancak burası merkezi hükümetin bir yatırım kanalıyla çakışıyor: '2. Çevre Yolu' denen yol, tam bu alanın içinden geçiyor. Bergama'daki tesisin kapasitesinin artırılmasına çalışılıyor. Çöplerin Manisa'da bulunan katı atık depolama tesisine götürülmesi konuşuluyor. Manisa Belediyesi dışarıdan çöp almayacaklarına dair bir açıklama yapıyor: Ama ortada kocaman bir plansızlık var. Büyükşehir'in katı atık yönetim planı olduğu söyleniyor ama kamuoyunun bu plandan haberi yok. Meselenin bilimsel ve planlamaya ilişkin boyutunun yanı sıra halktan yana kararlar alınmalı
rneğin, ismi geçen yerlerden biri olan Naldöken, yeraltı suyu açısından zengin. İleride burada kuyu açılması ihtimali için DSİ'nin, 'Katı atık bertaraf tesisi kurulması uygun değildir' görüşü var. Çok sayıda orta ölçekli tesisin, çöpün üretildiği yerlere yakın inşa edilmesi, bunların da büyüyecek biçimde planlanması gerekiyor. Öte yandan, işin içine özel sektör girince biogazdan da geri dönüştürülen plastikten para kazanmak istediği için özel sektörün çıkarları ile halkın çıkarları çelişiyor. Yani işin bilimsel ve planlamaya ilişkin boyutunun yanı sıra, halkın çıkarları düşünülerek, doğayı da koruyacak kararlar verecek bir yönetim olmak zorunda. Mesele sadece bilinçsizlik değil, hangi taraftan yana inisiyatif alındığıyla da ilgili. Bunlar olmadıkça İzmir'in katı atık sorunlarının çözülmesi mümkün değil.'
İşgenç'in ardından sözü Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (ÇHTM) Sözcüsü, Avukat Emel Diril aldı. Sorumluların çöp kriziyle ilgili olarak halkı bilinçli şekilde yanlış bilgilendirip oyaladığını belirten Diril;
'Harmandalı'daki tablo şu: Çöplüğün girişinde kamyonlar konvoy oluşturmuş vaziyette. Halkı bilinçli şekilde oyaladıkları için biz orada Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi olarak bir çalışma yürütüyoruz. Ülkemizde herhangi bir felaket yaşandığında, can kaybı olduğunda halkı siyasetten uzak tutmak için, 'Çöpün siyaseti olmaz' diyorlar. ÇHTM halkı siyasetin içinde tutmak için çalışıyor, çünkü başımıza gelenlerin sebebi siyasi. Bunun halka anlatılması gerekiyor. Dolayısıyla bizim buradaki mücadelemiz de sürecek' diye konuştu.
TKP İzmir İl Örgütü, ilkini 'İzmir'de Çöp Krizi' başlığıyla düzenlediği, İzmir'in temel ve kronikleşmiş kent sorunlarını ele alacağı basın toplantılarını önümüzdeki aylarda da sürdürecek.





