Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi, kadınların sanat, siyaset, teknoloji ve ekonomideki rollerini güçlendirmeye yönelik panellerle devam ediyor.

'Medya ve Kadın' panelinde konuşan gazeteci Şirin Payzın,

İzmir'de trafiğe kapanacak yollar belli oldu
İzmir'de trafiğe kapanacak yollar belli oldu
İçeriği Görüntüle

'Darbe dönemleri, darbelerin ardından yaşanan süreçler, darbe öncesi dönemler ve siyasetle çalkantılı zamanlar, medyanın durumunu etkiledi. Ancak herhalde şu anda medya tarihinin en zor günlerinden geçiyoruz. Böyle bir döneme daha önce tanık olunmamıştı' dedi.

Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen ve yerel yönetim temsilcileri, akademisyenler, sanatçılar, sivil toplum ve iş dünyasından kadın liderlerin bir araya geldiği Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi'nde, kadınların ekonomik, siyasal ve sosyal alanlardaki etkinliğinin artırılması için ortak politikalar ve dayanışma ağları konuşuluyor.

Zirvenin önemli panellerinden biri olan 'Medya ve Kadın'da moderatörlük yapan gazeteci Şirin Payzın, medyanın tarihsel süreçte kadınların görünürlüğünü nasıl şekillendirdiğine dair değerlendirmelerde bulundu. Payzın, medyanın siyasetle iç içe bir yapıya sahip olduğunu ve özellikle darbeler gibi siyasi kriz dönemlerinin medya üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Payzın, şunları söyledi:

'Medya her zaman siyasetle iç içe bir duruma geldi. Kimi zaman dönemler daha iyiydi, kimi dönemler ise daha kötüydü. Darbe dönemleri, darbelerin ardından yaşanan süreçler, darbe öncesi dönemler ve siyasetle çalkantılı zamanlar, medyanın durumunu etkiledi. Ancak herhalde şu anda medya tarihinin en zor günlerinden geçiyoruz. Böyle bir döneme daha önce tanık olunmamıştı. Dolayısıyla bugün medyanın varlığından bile söz edebilir miyiz, emin değilim. Bu durum, gazetecilerin ilerlemesini engelliyor ve medyadaki yapıyı etkiliyor.

Kısaca Türkiye'de kadının medyadaki rolü, gazetelerin daha güçlü olduğu yıllarda sınırlıydı. Kadınlar genellikle gazetelerde daha pasif konumdaydı; bazıları evli ve daha geleneksel rollerdeydi. Bireysel başarılar elbette vardı; önemli isimler vardı, ama bu başarılar genellikle istisnaiydi. Erkekler medya alanında daha ağırlıklıydı ve siyasetle iç içe bir konumdaydılar. Darbeler ve siyasal çalkantılar, gazetelerin ve televizyonların haber yapma süreçlerini etkiliyordu. Türk televizyonculuğunun ilk adımları, 1990'ların başında atıldı. Özel televizyonların kurulmasıyla birlikte medya yüzü değişmeye başladı. Magic Box'ın 1992'deki girişimiyle başlayan süreç, özel televizyonların (ATV, CNN Türk gibi) habercilik anlayışını değiştirdi. Kadınlar bu süreçte daha fazla sahneye çıkmaya başladı. Gazetelerde erkekler hâkimken, televizyon sayesinde kadınlar kameraların önünde daha görünür oldu.

1990'ların sonunda haber kanallarının kurulması (önce ATV, ardından CNN Türk) Türkiye'de medyayı ve kadınların rolünü iyice değiştirdi. Kadınlar artık yönetimde de görünür olmaya başladı. Özellikle CNN Türk'te, haber süreçlerinin düzenlenmesinde ve arka plan çalışmalarında kadınlar aktif rol aldı. Bu dönem, medyada kadınların etkisinin arttığı bir dönemi temsil ediyor. Günümüzde ise televizyon ve gazeteler eski gücünü kaybetti. Türkiye'de özel televizyon kavramı artık eski önemini taşımıyor. Çok siyasete girmeyeceğim fakat dün en son TELE1'e kayyım atanması bundan sonra neler olabileceklerini de bize gösteriyor. Zaten uzun zamandır kalmamıştı. CNN Türk'tün zoraki satışı ardından NTV'nin pasifize edilmesi Habertürk'ün geçtiğimi günlerde operasyonlarını biliyorsunuz zaten. Türkiye'de medya kalmadı. Medya daha çok dijital platformlara kaydı. YouTube ve dijital medya, özellikle kadınlar için yeni bir güç alanı yarattı. Bugün Türkiye'de dijital medyada en etkili isimlerin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bu platformlarda kadınlar hem gazetecilik yapabiliyor hem de bağımsız bir şekilde içerik üretebiliyor. Artık patronlara bağımlı değiller ve kendi alanlarını özgürce yönetebiliyorlar. Medya dünyasında kadınların güçlenmesi, geçmişten bugüne büyük bir değişim sürecini temsil ediyor. Dijital medya, kadınların sesini daha güçlü duyurabileceği bir alan sağlıyor ve bu durum, medyanın geleceği açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir.'

Kaynak: RSS