Siyaset

Halk: 'İktidardan Mutsuz, Muhalefetten Umutsuz'

BUPAR Eylül 2025 araştırması: Erdoğan'ın yeniden adaylığına anayasa değişikliği teklifi toplumda destek bulmuyor, seçmen hem iktidardan bıkkın hem muhalefetten umutsuz

BUPAR Araştırma'nın Eylül 2025 tarihli saha verilerine dayanan yeni raporu, Türkiye'de seçmenlerin ülkenin temel meselelerine dair son eğilimlerini ve siyasal güven krizinin yönünü ortaya koydu.

10-26 Ağustos 2025 tarihleri arasında yapılan saha çalışmasına göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden aday olabilmesini sağlayacak anayasa değişikliği tartışmaları, toplumda iktidarın arzuladığı düzeyde bir destek görmüyor.

'Erdoğan'ın yeniden aday olabilmesi için Anayasa'daki iki dönem sınırı değiştirilmelidir' diyenlerin oranı yüzde 25,2'de kalırken, bu öneriye karşı çıkanların oranı yüzde 71,2 oldu.

Dikkat çekici biçimde, AK Parti seçmeninin üçte biri, MHP seçmeninin ise üçte ikisi böyle bir değişikliği doğru bulmadığını ifade etti. Bu tablo, iktidarın kendi tabanında dahi daha önce sıkça başvurduğu 'kural değiştirerek iktidarını sürdürme' girişimlerinde meşruiyet kaybı yaşadığını gösteriyor.

Kural değişikliklerine artan hassasiyet

BUPAR'a göre bu eğilimin iki temel nedeni bulunuyor. Birincisi, son yıllarda artan kurumsal aşınma ve öngörülebilirliğin ortadan kalkması. Bu durum, seçmeni 'kural ve sınırların korunması' yönünde daha hassas hâle getirmiş olabilir.

İktidar, geçmişte patronaj ağları aracılığıyla kendi seçmenini kurumların kişiselleşmiş iktidarla ikame edilmesine ikna edebiliyordu. Ancak derinleşen kriz koşullarında bu ikna kapasitesini yitirmesi, artık ikna edilemeyen seçmen kitlesinde belirgin bir artışa yol açmış durumda.

İkinci neden ise, seçmenin siyasal iktidarın devamını artık 'istikrarın' değil, 'krizin devamının' sembolü olarak görmesi. 'Yeni Anayasa tartışmalarını doğru buluyor musunuz?' sorusuna verilen yanıtlar da bu tabloyu destekliyor.

Katılımcıların yüzde 61,5'i 'hayır' cevabını verirken, yalnızca yüzde 28,3'ü 'evet' dedi. Seçmen, öngörülemez sistem ve kural değişiklikleri yerine öngörülebilirlik yönünde bir eğilim sergiliyor.

Ekonomide güvensizlik; iktidar ve muhalefet birleşti

Araştırmada dikkat çeken bir başka bulgu da, toplumun muhalefete de tam olarak güvenmemesi. 'CHP iktidar olsa ülkenin ekonomik sorunlarını çözebilir mi?' sorusuna verilen 'evet' yanıtı yalnızca yüzde 21,8'de kaldı.

'Hayır' diyenlerin oranı ise yüzde 70'e ulaştı. Aynı sorunun AK Parti için formüle edilmiş hâlinde, ekonomik sorunları AK Parti'nin çözebileceğine inananların oranı yüzde 26,6 olarak ölçüldü. Bu tablo, seçmenlerin hem mevcut iktidara hem de muhalefete olan ekonomik güveninde ciddi bir erozyon olduğunu gösteriyor.

DEM Seçmeni Öcalan çağrısına rağmen Cumhur İttifakı'na yönelmiyor

İktidarın 'Terörsüz Türkiye' adı altında başlattığı sürecin ardından DEM Parti seçmeninin Cumhur İttifakı'na bakışında bir değişim olup olmadığı merak konusu olmuştu. BUPAR'ın Eylül 2025 tarihli Türkiye Toplumsal Eğilimler çalışması, DEM seçmeninin davranışında derin bir güvensizlik tablosu ortaya koydu.

26 ilde 2 bin 512 kişiyle yüz yüze yapılan araştırmada hata payı ±3,6 olarak açıklandı. Araştırmaya göre DEM Parti seçmeninin ezici çoğunluğu, partileri PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda Cumhur İttifakı'nı destekleme kararı alsa bile bu ittifaka oy vermeyeceğini belirtti.

'Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda DEM Parti Cumhur İttifakı'nı destekleme kararı alırsa tavrınız ne olur?' sorusuna DEM seçmeninin yüzde 70'ten fazlası 'desteklemem' yanıtını verdi. 'Desteklerim' diyenlerin oranı yüzde 11,6, 'kararsızım' diyenlerin oranı yüzde 9,8, 'sandığa gitmem' diyenlerin oranı ise yüzde 7,4 düzeyinde kaldı.

'İktidar yorgun, muhalefet inandırıcı değil'

BUPAR'ın analizine göre toplum hem iktidarın mevcut yönetme kapasitesine hem de muhalefetin alternatif olma potansiyeline inancını kaybetmiş durumda. Seçmen, bir yandan iktidarın iktidarını uzatma çabalarına tepki gösterirken, diğer yandan muhalefetin bu düzene alternatif üretme kapasitesine de güven duymuyor. Ortaya çıkan tablo, 'iktidar yorgun, muhalefet inandırıcı değil' dengesinde donmuş bir siyasal tıkanmaya işaret ediyor.

Bu durum, Türkiye siyasetinde yalnızca bir iktidar krizi değil, aynı zamanda bir temsil krizi yaşandığını da ortaya koyuyor.

Kılıçdaroğlu olasılığına 'Hayır'

Katılımcılara 'CHP kurultayı iptal edilir ve genel başkanlık Kemal Kılıçdaroğlu'na verilirse bunu destekler misiniz?' sorusu yöneltildi. Yanıt verenlerin yüzde 65'ten fazlası bu olasılığa olumsuz yanıt verdi. BUPAR'ın analizine göre, Kılıçdaroğlu isminin yeniden ön plana çıkması özellikle genç seçmenlerde 'değişim beklentisinin ertelenmesi' algısını güçlendiriyor.

Erdoğan'ın stratejisi: Rakipleri zayıflatmak

Bu denklemde Erdoğan'ın stratejisinin artık kendi kazanmasından çok rakiplerinin kaybetmesini sağlamak üzerine kurulduğu değerlendiriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, Mansur Yavaş'ın da giderek daha açık biçimde hedef alınması, bu tabloyla birlikte değerlendirildiğinde bir 'rakip dizaynı' stratejisinin parçası olarak okunuyor.

Erdoğan, rakipleriyle doğrudan sandıkta rekabet etmek yerine, topluma güven verebilecek alternatif aktörleri oyun dışına iterek seçim denklemine yeniden şekil vermeye çalışıyor. Bu hamleler hem 'rakipsizleşme' taktiği hem de 'alternatifsizlik algısını yeniden üretme' stratejisi olarak öne çıkıyor.