Bu yazı 29 Ekim 2023 pazar günü genç yaşta hayatını kaybeden arkadaşım Sinan Dündar’a adanmıştır. Ona yolladıktan hemen sonra acı haberi aldığım yazıdır. Devr-i daim olsun.
“Bu derenin nerede bittiğini görmek istiyorum. Biliyor musun anne, bunu aylardır düşünüyorum. Başka bir şey düşünemez oldum ve dün gece bu yüzden hiç uyuyamadım. Sonunda da, bu derenin nereye kadar gittiğini ve nerede bittiğini gidip öğrenmeye karar verdim. Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum.”
Samed Behrengi’nin çok sevdiğim öyküsünde Küçük Kara Balık, öykünün başında annesine böyle söyler.
İnsan böyledir. İnsan olmak böyle bir şeydir. İnsan doğası gereği merak eder. Hikâyedeki balık derenin sonunu merak eder. Biz de dünyayı, uzayı, evreni merak ediyoruz. Diğer insanları, dünya dışı varlıkları merak ediyoruz. Canlılarla kardeşiz. Hepimiz biriz. Birbirimizi arıyor, birbirimiz olmadan yapamıyoruz. Yalnızlık bize göre değil. Biz bir bütünün parçalarıyız. Onlarla özdeşleşiyoruz. Onları anlamaya çalışıyoruz. Nerede bir can yansa bizim de canımız yanıyor.
İnsanlık bugün yarattığı yönetimleri, medeniyeti, devletleri sorguluyor çünkü Gazze’de soykırım var. Sanki dünyanın tarihinde acı ve kara bir sayfa açılıyor.
Halklar devletlere lanet okuyor. Direniş devam ediyor. Direniş hayat demek. Hayat her şeye rağmen devam ediyor.
Gazze hariç, dünya üzerindeki şehirlerin ışıkları yanıyor, arabalar yol alıyor, insanlar sabahın köründe metroya koşup işe gidiyor. Bir yerlerde çiçekler açıyor, bir yerlerde ceylanlar zıplıyor… İnsan olmasa müthiş bir yer olacağına emin olduğum dünyada doğa tüm görkemiyle varoluyor. Güneş yine doğuyor ve doğacak. İnsanlık kendi derdine yansın. Bu güzel dünyayı çevirdiği cehenneme otursun, ağlasın.
İnsan… Dünyanın en tuhaf mahluku demişti Nazım. Haklıydı.
Pekiyi, “Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarlıktır” diyen Adorno’yu hatırlayarak soralım*:
Gazze’den sonra şiir yazılabilir mi?
Yazdığım çocuk romanını yeni bitirdim ama Adorno’yu anlıyorum. Bu büyük anlamsızlıkla nasıl üretir insan? Nasıl yaşar? Sanat ne işe yarar? Kimin için vardır? Bir işe yaramalı mıdır gerçekten? Yoksa yaşamaya devam ettiğimiz sürece umut etmeye devam edeceğimiz gibi “şiir” yazmaya da devam mı edeceğiz? Bence evet.
O yüzden üzerinizde atalet varsa atın. Elinizde ne varsa onunla başlayın iyi bir şeyler yapmaya. Ağlayın, bir kadeh için, üzülün ama kalkın, gözyaşlarınızı silin ve harekete geçin.
Nefes alıp veriyorsak eğer, her zaman umut vardır. Her zaman.