TÜİK’in 2023 yılına ilişkin açıkladığı ölüm istatistiklerine göre 6 Şubat depremlerinde 45 bin 784 Türk vatandaşı yaşamını yitirdi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, depremin yıldönümünde 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ait Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistiklerini yayımladı.
Verilere göre, 2022 yılında 505 bin 269 olan ölüm sayısı, 2023 yılında %4,1 artışla 525 bin 814’e yükseldi.
2023 yılında ölenlerin %53,9’unu erkekler, %46,1’ini ise kadınlar oluşturdu.
Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı 2023 yılında binde 6,2 olarak kaydedildi.
2022 yılında binde 5,9 olan kaba ölüm hızı, 2023’te binde 6,2’ye çıktı. Kaba ölüm hızının en yüksek olduğu il, binde 18 ile Adıyaman olarak belirlendi.
TÜİK, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden Türk vatandaşlarının sayısını da açıkladı.
TÜİK verilerine göre, 45 bin 784 Türk vatandaşı yaşamını yitirirken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bu depremlerde toplam 53 bin 537 kişinin öldüğünü belirtmişti.
TÜİK’in verileri, “Türk vatandaşı” ayrımıyla, İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı rakamdan 7 bin 753 kişi daha az olarak açıklandı.
Öte yandan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin ortaya atılan, “TÜİK’in yayımladığı vefat sayısı ile İçişleri Bakanlığı verileri uyuşmuyor” iddiasının doğru olmadığını bildirdi.
DMM’den yapılan açıklamada, 14 Haziran’da TÜİK tarafından yayımlanan bültende, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 45 bin 784 olarak açıklandığı, Türk vatandaşı olmayanların istatistiğe dahil edilmediği belirtildi.
Depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 53 bin 537 olduğu kaydedilen açıklamada,
“Açıklanan bu sayı içerisinde deprem anında ülkemizde çeşitli sebeplerle bulunan (geçici koruma, misafir, turist vs.) ve ikametgahı Türkiye olmayan kişiler de bulunmaktadır.
Dolayısıyla depremde hayatını kaybedenlerin sayısı konusunda, İçişleri Bakanlığının verileri ve TÜİK’in açıkladığı istatistikler arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir” ifadeleri kullanıldı.
