Dolmabahçe’de yapılan basın açıklamasında, “SOL Parti olarak eşit, özgür ve tam bağımsız ülke mücadelemizi ülkenin dört bir yanından haykırmaya devam edeceğiz” denildi. SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen ise, “Amerikan işbirlikçileri gelir gider. Ama bizim bu topraklardaki köklerimiz derindir. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkenin devrimcilerini, ilerici birikimini yıkamadılar, yıkamayacaklar” ifadelerini kullandı.
SOL Parti’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği bağımsızlık yürüyüşü, Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünden başladı.
Bugün saat 15.00’te Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi’nin önünde toplanan SOL Partililer, Dolmabahçe’ye yürüyüş gerçekleştirdi.
Eylemde SOL Parti bayraklarının yanı sıra 219 gündür İsrail’in saldırısına uğrayan Filistin’in bayrakları da taşındı. SOL Partililer, İsrail’in Gazze’deki soykırımını lanetledi.
SOL Partililer ayrıca “NATO üsleri kapatılsın” ve “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” dövizlerini taşıdı.
Yürüyüş sırasında “Nehirden Deniz’e özgür Filistin”, “İnadına SOL, inadına devrim ve sosyalizm”, “Faşizme ölüm, tek yol devrim”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi”, “Emperyalistler işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın”, “AKP mezara, halk iktidara”, “Eşitlik, adalet, memlekete SOL gerek”, “Söz, yetki, karar, iktidar halka” ve “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş” sloganları atıldı.
Dolmabahçe’de yürüyüşünün tamamlayan SOL Partiler, burada basın açıklamasında bulundu.
SOL Parti İstanbul İl Yönetimi adına basın açıklamasını SOL Parti İstanbul İl Sözcüsü Nuriye Alsancak okudu.
SOL Parti’nin açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Emperyalizmin savaş politikaları ülkemizde ve bölgemizde onlarca yıldır halkları birbirine düşman etmekte, Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyayı kana boğmakta. Dünya, ABD ve savaş örgütü olan NATO eliyle ölümlere, sömürüye, baskılara sürüklenmekte. ABD emperyalizmi, ‘Yeşil Kuşak Projesi, Büyük Ortadoğu Projesi, Arap Baharı’ gibi projeler eliyle dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmeye girişti. Türkiye’den Arjantin’e kadar pek çok ülkede solu ve toplumsal mücadeleyi boğmak adına darbeler yaparak dikta yönetimlerini başa geçirdi.
Bundan yarım asır önce Türkiye’nin bağımsızlığı için yola çıkan Denizler, Mahirler emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı gözünü kırpmadan mücadele etti. 15 Temmuz 1968 tarihinde Dolmabahçe’ye demirleyen emperyalist ABD’nin 6. Filosu’na karşı düzenlenen protesto eylemleri Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi için bir dönüm noktası olmuştur. 6. Filo’nun Dolmabahçe’ye demirlediği gün 100 kadar İTÜ öğrencisi Dolmabahçe rıhtımındaki gönderlerde Türk bayrakları yarıya kadar çekerek bu ziyareti protesto etti.
Protesto sırasında İTÜ Talebe Birliği Başkanı Harun Karadeniz yaptığı konuşmada “Türkiye’nin tam bağımsız olduğuna inanmıyoruz ve onun için de bayrakları yarıya kadar çekiyoruz” ifadelerini kullandı. 6. Filo eylemlerinin öne çıkan isimlerinden Vedat Demircioğlu kaldığı yurdun ikinci katından atılarak katledildi. 17 Temmuz 1968 tarihinde ABD askerlerinin Dolmabahçe’den denize dökülmesi ile doruk noktasına ulaştı. Devrimci gençlik, ilerici ve yurtseverler ülke bağımsızlığı için canlarına pahasına mücadele ederken yandaş gazeteler manşetlerden bu direnişi kötüledi, siyasal İslamcı, işbirlikçi kesimler 6. Filo’ya karşı şükür namazı kıldı.
“AKP, ÜLKENİN TÜM ZENGİNLİKLERİNİ EMPERYALİSTLERE PEŞKEŞ ÇEKTİ”
Türkiye’nin emperyalistlerle işbirliği sonraki dönemlerde de devam etti. 12 Eylül faşist darbesi yaşandığında Beyaz Saray’da “Bizim çocuklar kazandı” diyerek sevinç çığlıkları atıldı. Toplumsal direnişler ve sol hareketler bastırılarak ülke, neoliberal programla uyumlu, emperyalist ve sömürgeci yönetimlere bırakıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllarca Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanı olmakla övündü.
AKP, yirmi yılı aşkın iktidarı boyunca ülkemizin yer altı, yer üstü tüm zenginliklerini, fabrikalarını, derelerini ve topraklarını emperyalist tekellere peşkeş çekilmiştir. IMF ve Dünya Bankası politikalarını yürüterek ekonomik bağımlılığı perçinlemiştir. Bugünde, yirmi yılı aşkın süredir yürüttükleri IMF politikalarının devamı olan kemer sıkma politikaları ile emekçi halkı açlığa ve sefalete mahkum etmeye çalışıyorlar.
“İSRAİL’LE TİCARETTEN BİLE VAZGEÇEMEDİLER”
22 yıllık AKP iktidarı da emperyalistlerden bir an bile uzak durmadı. Beyaz Saray’dan randevu alabilmek için bin bir takla atanlar, sözde ABD karşıtı izlenimi vermek için tüm imkanlarını seferber etti. Devrimciler, Denizler’in yolundan Filistin davasını karşılıksız olarak savunurken, ABD’nin uydu devleti İsrail’in, Filistin’de yaptığı onca katliama rağmen ticaretten bile vazgeçemediler.
SOL Parti olarak, geçmişte antiemperyalist mücadele tarihinden aldığımız güçle, tam bağımsız bir ülke yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. 56 yıl önce Deniz’lerin, Taylan Özgür’lerin, Mahir’lerin, Harun Karadeniz’lerin 6. Filo’yu denize döktüğü gibi, bağımsızlık yürüyüşümüzü bugün Dolmabahçe’ye yürüyerek gerçekleştirdik.
“BU ÜLKEYİ NE ABD’YE NE DE NATO’YA TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Bu ülkeyi ne ABD’ye ne NATO’ya ne de diğer emperyalist ülke ve oluşumlara teslim etmeyeceğiz. Bu ülkeyi emperyalistlerin temsilcisi hükümetlere, yerli işbirlikçilerine, BOP’un Eşbaşkanı olmakla övünenlere bırakmayacağız. SOL Parti olarak eşit, özgür ve tam bağımsız ülke mücadelemizi ülkenin dört bir yanından haykırmaya devam edeceğiz. Kahrolsun ABD emperyalizmi, kahrolsun savaş örgütü NATO, kahrolsun emperyalizmin yeli işbirlikçileri. Yaşasın tam bağımsızlık mücadelemiz.”
ÖNDER İŞLEYEN: TÜRKİYE TOPLUMU 6. FİLO’YU UNUTMASIN
Nuriye Alsancak tarafından okunan basın açıklamasının ardından SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen açıklamalarda bulundu.
“Bugün bu ülke tarihinin en onurlu yürüyüşünü yapan, 6. Filo’ya hayır diyen devrimcileri bir kez daha selamlıyoruz” diyerek sözlerine başlayan İşleyen, şunları söyledi:
“Emperyalistler, işbirlikçiler unutmasın ama Türkiye toplumu da 6. Filo’yu unutmasın. Çünkü 6. Filo’da bu ülkenin iki yüzü vardı. Bir yüzünde Amerikan filosuna karşı secdeye durmuş; tarikatıyla, cemaatiyle onların beslemesi siyasal İslamcılar vardı. Şimdi iktidarda olanlar 6. Filo’nun önünde secdeye duranlardı. Bir de 6. Filo’nun karşısında olanlar vardı, devrimciler vardı, Taylan’lar vardı, Deniz’ler vardı, Ulaş’lar vardı. Bugün de onların yolunda yürüyenler var. Bu ülke bugünkü karanlığa hapsedilmişse onların ağbabası emperyalistler ve onların hizmetindeki katiller bu ülkenin en güzel çocuklarını, onurlu, devrimci çocuklarını katlettiği için, Deniz’leri astığı için, Mahir’leri katlettiği için, Sinan’ları öldürdüğü için bu ülke bu hale geldi.”
“FİLİSTİN’DEKİ ACI VE DRAM KİRLİ DÜZENİN SONUCU”
“Ama her şeye rağmen bu ülkenin ayakta kalan bir umudu, bu ülkenin yarınına dair bir heyecanı varsa bizim tarihimizden gelen bu ülkenin alnı ak onurudur. Bu onurla konuşuyoruz” ifadesini kullanan İşleyen, şöyle devam etti:
“Eğer bu ülkede bağımsızlıktan yana güçler böyle ezilmeseydi şimdi Filistin toprakları İsrail vahşetinin altında böyle ezilmezdi, böyle ezdirmezdik. Deniz’ler, Mahir’ler, devrimciler Filistin topraklarını savunmak için Filistin halkıyla omuz omuza verip mücadeleye gidenlerdir. Ama bugün Ortadoğu’da hiçbir toprak parçası kalmadı ki üzerine kan dökülmemiş olsun. Ortadoğu’da hiçbir toprak parçası kalmadı ki insanlar din diye, mezhep diye birbirine kırdırılmamış olsun. Ve bugün Filistin’in her bir parçasında acı ve dram varsa; Filistin’in her bir parçası Amerikan emperyalizminin ve siyonizmin ölüm makinaları altında eziliyorsa bu çürüyen düzenin, Amerikan emperyalizminin, bu kirli düzenin bir sonucudur.”
“BU ÜLKE AYAĞA KALKTI”
“Amerikan üniversitelerinde, kampüslerinde Filistin’e selam gönderen güzel insanları da, devrimci gençlerini de selamlıyoruz” diye konuşan İşleyen, şunları ifade etti:
“Bu toplumun ve bu ülkenin haketmediği bir iktidar doğrudan Amerikan emperyalizm tarafından 12 Mart’lardan, 12 Eylül cuntalarından geçilerek, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başanlığı tayin edilerek bu ülkeye giydirilmiş sömürücü ve siyasal İslamcı gömlediği yırtacağımızı, tarihin karanlık sayfalarına göndereceğimi ilan ettik. Bu ülke ayağa kalktı. Yarın bu ülkenin tepesinde bunlar oturmayacak. Yarın bu ülkenin yönetiminde ilerici, kardeşlikten yana insanlarının yönetmesi için mücade edeceğiz.”
“BU TOPRAKLARDAKİ KÖKLERİMİZ DERİNDİR”
İşleyen, son olarak şunları söyledi: “Amerikan işbirlikçileri gelir gider. BOP başkanları olurlar, gelirler ve giderler. Ama bizim bu topraklardaki köklerimiz derindir. Bizim bu topraklardaki bağlılığımız derindir. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkenin devrimcilerini, ilerici birikimini yıkamadılar, yıkamayacaklar.”
Kaynak: Birgün