Ekrem İmamoğlu Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı iki metronun İBB’ye hazineden gelen paradan kesilmesine dikkat çekerek “. 10 diyoruz ama 2 metronun da parasını 10 ayda aldıkları için o ikisini de yaptık demek hakkımız. Bakanlık bir nevi parayı peşin almayı kendine marifet sanan İBB’nin taşeronu durumuna düşmüştür bakanlık buradan onun altını çizeyim. Bu da bakanlığa kapak olsun” dedi.
Yapılan projeler hakkında bilgi veren Ekrem İmamoğlu “İstanbul’un trafiği hep geriye gitmiştir. Böyle itibarı olmayan bir kısın insanların aktardığı verilere göre değil. 2019’da uluslararası endekslere göre İstanbul Avrupa’nın en yoğun kentiydi. Aynı endekste İstanbul trafik yoğunluğunda 34. sıraya kadar gerilediğini görüyoruz. ” dedi.
5 yıllık dönemde yapılan metro hatlarıyla ilgili de konuşan İmamoğlu “2019 Haziran’da 233km olan raylı sitem hattının birkaç ayda tamamlanacak izin süreçlerini ortalama 1 yıl bekletilmesine rağmen, pandemi sürecine ve ağrı ekonomik koşullara yurt dışı kaynak bulmadaki belki de Türkiye’nin son 40-50 yılındaki en zor koşullarına rağmen İstanbul’daki raylı sistemlerin km uzunluğu 367 kilometreye çıkmıştır. 5 yıldan kısa bir sürede 65 kilometre raylı sistem hattı ve tam 62 istasyonla tarihi bir rekora imza atmış olacağız ki o da yılda 13,7 kilometre ediyor. Bu 5 yıllık süreçte Ekrem İmamoğlu’nun metro karnesidir, bu da yerel yönetim tarihinde rekordur. ” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:
Değerli İstanbullular, bu sunum en büyük projelerin 5.’si. 100 projeyle önümüzdeki 5 yılın bir sonraki sürecin de ışığı olacak tanıtımlarla sizlerle buluşuyoruz. Biliyorsunuz uzmanlık ve liyakatin en üst düzeyde tutulması gereken konuların başında ulaşım geliyor. Uzun yıllar siyasi yönelmeler, kadroların liyakatten ziyade liyakatsiz ellerde birçok müdahale faydadan çok bu şehre zarar vermiştir. İstanbul ulaşımda hem çığır açtığımızı hem de geleceğe dair bir planlamayı masaya taşımayı düşünüyorum. Yaptığımız ve yapacağımız yatırımların kıymeti önümüzdeki yıllarda daha çok anlaşılacak.
2019 ÖNCESİ İSTANBUL VE TRAFİK SORUNU
Önce nasıl bir ulaşım aldık, kimlerle ve nelerle mücadele etmek zorunda kaldık ve kalıyoruz kısaca hatırlatayım. Kentimize ait pek çok meselede olduğu gibi, sürdürebilir uygulamalardan uzak sadece günü kurtarmaya yönelik uygulamalarla keşmekeş olmuş bir ulaşım sürecini teslim aldık. İETT ve şehir hatları gibi köklü kurumları gözden çıkarma noktasındalardı. Yayayı, yaşlıyı engelli vatandaşlarımızı ve anneyi gözetmemiş durumdalardı. Ulaşım esnafımızı yalnızlığa terk etmiş bir anlayıştan devir aldık. Seçim kaygılarıyla 3-4 yıl ekonomik sıkıntılara göre ulaşım esnafını perişan etmiş bir zam vermeyi bile seçimdir diye sıkıntıya sokmuş ve derin bir kalitesiz araç ve hizmet sürecini var etmişlerdir. İstanbul’un trafiği hep geriye gitmiştir. Böyle itibarı olmayan bir kısın insanların aktardığı verilere göre değil. 2019’da uluslararası endekslere göre İstanbul Avrupa’nın en yoğun kentiydi. Aynı endekste İstanbul trafik yoğunluğunda 34. sıraya kadar gerilediğini görüyoruz. Yakın dönemde açılacak metro hatlarımızla güçlendirilmiş toplu taşımamızla trafik yoğunluğu sıralamasında daha da geriye, sürdürülebilirlik kentler sıralamasında da en yukarıya doğru çıkışımızı hızla devam ettireceğiz.
“BUNLARIN ŞANTİYESİ YOKTU”
Göreve geldiğimizde bitiriyoruz dedikleri metroların inşaatlar büyük oranda yüzde 4 ila 1 seviyesindeydi. Bunların şantiyesi yoktu. Bazılarının güncel projesi sadece kağıt üstünde bir ihalede ibaret güncel projesi dahi yoktu. Açtık diye reklamını yaptıkları hatların yarısı bile tamamlanmamıştı. Daha sonra zemin ile ilgili bir çalışma yapılmadığı için, raylar için dökülen betonların bile yamulduğu kaldırmak zorunda kalıp yeniden kazıklı bir sistem kurularak, 60-70 metreye yakın kazıkları 3 kilometre boyunca çakarak hazırladığımız Eminönü-Alibeyköy hattında HollyWood filmleri tarzında açılış bile yapmaya kalktılar. Bir mobil trafo getirdiler 100-150 metre ray döşediler, üstüne zorla başka bir hat için yapılmış olan tramvayı getirip o dönemin adayın 50-100 metre yürütüp deneme sürüşü yaptılar. Bugün ulaşım üzerinden hakkımızda kumpas kurmaya çalışan otobüsü yanıyor gibi gösteren yol kenarında film çeken bugünün prodüksiyonlarını o günün prodüksiyonlarına göre düşük kaldığını söyleyeyim.
EKREM İMAMOĞLU’NUN METRO KARNESİ
İstanbul büyükşehir belediye başkanlarının en zorlu sınavı metro sınavıdır. Metro sınavından geçemeyen belediye başkanı diğerlerinden geçse de sınıfta kalır. Metro raylı sistemler İstanbul’un en temel çözümüdür. Eğer yetirince verimli ve hızlı metro yapamıyorsanız, İstanbul’u yönetirken çok büyük bir yanlış yapıyorsunuz demektir. O nedenle ilk işimiz duran metro inşaatlarını başlatmak oldu. 2019 Haziran’da 233km olan raylı sitem hattının birkaç ayda tamamlanacak izin süreçlerini ortalama 1 yıl bekletilmesine rağmen, pandemi sürecine ve ağrı ekonomik koşullara yurt dışı kaynak bulmadaki belki de Türkiye’nin son 40-50 yılındaki en zor koşullarına rağmen İstanbul’daki raylı sistemlerin km uzunluğu 367 kilometreye çıkmıştır. 5 yıldan kısa bir sürede 65 kilometre raylı sistem hattı ve tam 62 istasyonla tarihi bir rekora imza atmış olacağız ki o da yılda 13,7 kilometre ediyor. Bu 5 yıllık süreçte Ekrem İmamoğlu’nun metro karnesidir, bu da yerel yönetim tarihinde rekordur. Son 25 yıla bakın hangi belediye başkanı ne yapmış görebilirsiniz.
Bu rekorun 6. hattı olan Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının birinci etabını 16 Mart Cumartesi günü Sancaktepe ‘de hizmete açıyoruz.
TÜRKİYE’NİN EN ZOR EKONOMİK KOŞULLARINA RAĞMEN
Bakınız bir kaç spot vermek isterim, bize oy verin hizmet getirilimin tam tersi bir durum. İstanbul’da en az oy aldığımız Sultanbeyli’ye uzanan metro hattını yapıyoruz. Yüzde 4 seviyesindeki bunun anlamı sadece şantiye kurulmuş noktada, gelir gelmez kaynak bulup start verdiğimizi projelerin başındadır. Pandemiye rağmen Türkiye’nin en zor ekonomik koşullarına rağmen, Türkiye’nin borçlanmada en sıkıntılı dönemine rağmen, İzinlerimizin Meclis’te 1, 1,5 yıl bekletilmesine rağmen kimi zaman kaynak bularak zorlayarak süreci yöneterek başardığımız işlerden biridir. Bütün bu işe emek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum
“BU DA BAKANLIĞA KAPAK OLSUN”
Aynı anda 10 inşaat yürütmenin yanı sıra bakanlıkça yapılan bütçeleri mali yapımızdan kesilen iki metroyu düşününce aslında 12 metro inşaat etmiş olduk. Niye diyeceksiniz bakın. 16 milyon İstanbullunun parasıyla metro ihalesi yapıp kendi tabelalarını asanlara itibar etmeyin. Bakın Sabiha Gökçen Havalimanı’na olan hattın maliyeti İBB’nin hazineden gelen payını 5 milyarın üzerinde rakam 10 ayda kestiler. 10 ayda bizim paramızdan kesip bakanlığa aktardılar. Bunu kendine marifet gören küçük hesaplar peşinde koşan bir hükümetle karşı karşıyayız. Bizden önce bu tür bakanlık yapıp İBB’ye devrettiği hatların parasının kesilmesi 16-17 yıl bizde ise 10 ay. Sonuç olarak açtığımız hatlarla raylı sistemin payını böyle hesaplamak lazım. 10 diyoruz ama 2 metronun da parasını 10 ayda aldıkları için o ikisini de yaptık demek hakkımız. Bakanlık bir nevi parayı peşin almayı kendine marifet sanan İBB’nin taşeronu durumuna düşmüştür bakanlık buradan onun altını çizeyim. Bu da bakanlığa kapak olsun