HPV aşıları İzmir’de ücretsiz olabilir

» Büyük Manşet » HPV aşıları İzmir’de ücretsiz olabilir

HPV (Human Papilloma Virüs) aşılarının Ankara ve İstanbul’da ücretsiz olarak belediye eliyle yapılmaya başlanması üzerine gözler İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çevrildi.

SEVAL ASLAN/ÖZEL HABER

Ankara ve İstanbul’da Human Papilloma Virüs (HPV) aşılarının ücretsiz olarak belediye eliyle yapılmaya başlanması üzerine gözler İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çevrildi. İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, HPV aşıları, ilaç zam ve tedariği, eczane ve eczacılar üzerine sektörün ve vatandaşın beklentilerini anlattı.

HPV AŞI FİYATLARI YAKLAŞIK 10 BİN TL TUTARINDA

İlk olarak Ankara daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye’lerinde HPV aşılarının ücretsiz uygulanmaya başlanmasıyla, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’dan aynı hamleyi beklenmeye başladı. Başkan Sayılkan, “Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarımızı kutluyorum. Çok güzel bir hamle bu. Kısa vadede doktor başkanımız Cemil Tugay’ın da bu hamleyi yapacağını düşünüyorum. Muhtemelen hazırlıklar tamamlanmak üzeredir, çok kısa bir zaman içerisinde bunu da duyarız.

Vatandaşın bireysel olarak aşılanması, her ailenin bütçesine uygun bir şey değil ama bir o kadar da gelecek nesillere de daha sağlıklı kadınlar yetiştirmek adına önemli yapılması gereken bir aşı. Tüm dünyanın kabul ettiği bir aşı” dedi.

TÜRKİYE’DE AŞILAMA GEÇ BAŞLADI

İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, dünyanın birçok ülkesinde çok küçük yaşlarda HPV aşılarının yapıldığını fakat Türkiye’de bu sürece geç başlandığını dile getirdi. Sayılkan, “Türkiye’ye bu aşının gelmesi, bu aşıyla ilgili farkındalığın oluşması biraz uzun sürdü. Dünyada bu 15 yaş, 14 yaş çizgisinde çocuklara ve daha altına yapılırken biz de daha yeni yeni daha büyük yaş gruplarına yapılmaya başlandı. Bir şekilde başlamış olması önemli. Umarım kısa vadede Türkiye’nin her yerinde bütün belediyeler sosyal belediyecilik anlamında bu hamleyi yapar.

“HPV AŞILARININ BELEDİYELERCE YAPILMASI VİZYON İŞİDİR”

Başkan Sayılkan, belediyelerin asli görevleri arasında olmamasına rağmen böyle bir sağlık hamlesinin gelecek nesilleri korumak adına yapılmış çok büyük bir kazanım olduğuna değindi. Başkan Sayılkan yapılan bu uygulamanın bir vizyon meselesi olduğunu söyledi.

Sayılkan’ın ifadeleri şu şekilde; “Bu biraz vizyon meselesidir. Bununla ilgili belediyenin asli işi gibi gözükmemekle beraber bu kadar gelecek nesillerle ilgili bir sağlık konusunda hamle yapmak, önlem almak, devletin sosyal güvenlik kurumunun ödemediği bir yerde belediyeler üzerinden bunun karşılanması sosyal belediyecilik içinde değerlendirilir ama yazılı görevlerden biri değildir. Mansur Başkanın başlattığı bu proje umarız ki diğer belediyelere de yayılır ve bu aşılama 2 büyükşehir ile sınırlı kalmaz.”

BU KUR FARKI İLE YENİ İLAÇLAR TÜRKİYE’YE GELMEZ

İlaç zammı konusuna da değinen Başkan Sayılkan, yeni çıkmış ürünlerin Türkiye’ye gelme öyküsünü tüm şeffaflığıyla anlattı. İleri teknoloji ilaçların Türkiye’ye gelmesi için belli bir zaman geçmesi ve ilacın ucuzlamasını beklemek gerekiyor dedi.

Başkan Sayılkan, “Aralık ayında ilaç fiyatlarını belirleyen kur 17.5 oldu. Yaklaşık 6 ay önce yüzde 25’lik ilaç zammı yerli üreticiyi belki biraz rahatlatan bir gelişmeydi ama enflasyonun yüzde 100’ün üstünde olduğu gerçek rakamlarda Türkiye’de ilaç üretimine zam yaparak ilaç firmalarının üretimi aksatmamasını beklemek biraz doğru bir hamle değil.

Yabancı firmaların özellikle yeni çıkmış ürünlerin Türkiye’ye gelmesini beklemek hayal olabilir. Zaten gelmiyor, ithal ilaçların Türkiye’ye gelmesinde sıkıntı var. Hangi ilaçlar ithal derseniz, Türkiye’deki ilaçların yarısı ithal. Bir de Türkiye’ye hiç gelmeyen ilaçlar var. Yani dünya üzerinde bulunmuş ileri teknoloji, kişiye özel ya da işte o hastalığı spesifik hiçbir yan tesiri olmayan daha az yan tesiri olan yeri bulunmuş ürünleri de kanser, tüp bebek ya da organ nakli gibi ya da aşılar gibi, hormon ilaçları gibi birçok ithal ilacın da Türkiye’ye gelemeyeceğini görüyoruz. Çünkü şöyle bir şey var ilaç sanayinde, ilaç yaşlandıkça ucuzlar.

Yani bir ilacı, bir molekülü bulmak için 10-15 yıl, 20 yıl bir çalışma yapılıyor. ARGE’den başlayarak, faz çalışmaları ile beraber bu ilacın bulunması, piyasaya çıkmasına büyük yatırım yapıyor firma. O yatırımı da işte ilk 10 yıl içinde kâra geçmek için fiyatını yüksek belirliyor. 10 yıldan sonra da ilaç ucuzluyor. Dolayısıyla genellikle işte o eski ilaçları bulmakta sorun yaşamıyoruz ama yeni çıkmış ilaçlar ülkemize gelmiyor.

Sosyal güvenlik kurumunda bir tasarruf var. Kamuda tasarruf var. Sosyal güvenlik kurumuyla tanıştığımız günden beri sağlıkta ve ilaçta tasarruf politikasıyla yönetiliyoruz. Sürekli daha az paraya daha çok insanın sağlık ilacı almasını planlayan bir anlayış var. Öyle bir politika var. O da tabi bugünlere getirdi.”

SEKTÖRDE İLAÇ ZAMMI BEKLENTİSİ VAR

Başkan Sayılkan, sektörün artan maaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda zam beklentisi içinde olduğunu belirtti. “Normalde ilaç zammı yılda bir defa yapılıyordu. Şubat’ta. Ama bu asgari ücrette olduğu gibi geçtiğimiz yıl iki defa yapıldı. Bir Temmuz’da bir Aralık’ta yapıldı. Çünkü ilaç fiyat kararnamesi var ilaç fiyatlarını belirleyen. Orada öyle yazıyor. Yılda bir defa. Dolayısıyla zaten sıkıntının kaynağı da o. Bu ilaç fiyatlarıyla her zam geldiğinde vatandaşa nasıl yansıyor derseniz, katkı payı adı altında muayene ücretini de ekleyince vatandaşın cebinden sağlam paralar çıkmaya başladı. Eskiler 5 lirayı 10 liraya ilaç farkını hallederken şimdi emeklilerde bile 80-100 lira gibi fark çıkıyor.

Geçen ay yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde 2024 yılında fiyat düzenlemesi yapılmayacağı yazıyor. Bu yıl zam yapılacağı yönünde sektörde bir beklenti var. Çünkü işletme giderleri arttı. Özellikle personel giderleriyle, yakıt giderleriyle, ulaşım ve ham madde ithal olduğu için ciddi artışlar oldu.”

ECZANELERDE VERESİYE İLAÇ SATILIYOR

Eczanelerin sosyal anlamda önemli görevler üstlendiğini vatandaşa kolaylıklar sağladığını söyleyen Başkan Sayılkan, “Bu Türkiye gerçeği. Bugün Türkiye’deki eczaneler özellikle semt eczanelerinde yüzde 90’ında veresiye defteri vardır. Borç ilaç vardır bir de borç para vardır. Yani ya ilacını verip ay başında maaş aldığında ödeyecektir vatandaş ya da emekli. Ya da çıkan farkları ödeyemediği için ben bunu maaş aldığımda ödeyeyim diyen insanlar vardır.

Her eczacının böyle bir defteri vardır. Bu Türkiye’ye özgü başka ülkede var mı bilmiyorum ama bizde böyle bir sistem var. O da eczacının ne kadar vatandaşla iç içe olduğunu, bir aileden olduğunu gösteriyor. Bir zincir marketinde ya da herhangi bir yerde böyle bir şey olma ihtimali var mı? Yok, Bu yüzden eczaneler o anlamda sosyal anlamda çok önemli birtakım görevleri üstleniyorlar. Eczacılar olarak vatandaşa elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyoruz.”

SAĞLIKTA TASARRUF OLMAZ

Kamuda tasarruf ile yeni yönetmeliklerin sağlık alanında olmaması gerektiğini söyleyen Başkan Sayılkan, tasarrufun diğer alanlarda yapılabileceğini sağlıkta tasarrufun olmayacağının altını çizdi. Başkan Sayılkan, “Sağlık hizmetleri bence önemli çünkü yaşamın temeli sağlık. Burada işte daha az bütçe, daha küçük bütçelerle buradan tasarruf bir şekilde kötü bir yere götürüyor. Bu ülke insanı da çok daha nitelikli sağlık hizmetlerini hak ediyor.  Başka diğer alanlarda bence tasarruf yapılıp, birçok yerde sağlık hizmetlerinde biraz daha niteliği artıracak hamleler yapılmalı diye düşünüyorum. En son olarak da sağlıkla tasarruf olmaz.”