Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan soruşturmasını yürütürken, gizli tanık Serdar Sertçelik’i bazı siyasilerin ve bakanların isimlerini söylemesi konusunda yönlendirdikleri öne sürülen ve bu nedenle tutuklanan polislerin yargılanmasına başlandı. Tutuklu Emniyet Müdürü Murat Çelik, mahkemedeki savunmasında “Ayhan Bora Kaplan’ın silahlı bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Bu dosyada kamu görevlileri var. 22 tane polis var. Bunun silahlı kanadı var. Serdar Sertçelik dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Böylesine bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz” dedi. Sertçelik ile görüşmeleri ortaya çıkan Ankara Organize Şube Müdür yardımcısı Şevket Demircan ise “Bu görüşmeler usulsüz değildir. Dosya savcısı, başsavcı vekilimiz ve diğer mahkeme başkanının bilgisi dahilinde görüşmeler yaptım. Görüşmeler gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve şahsın Türkiye’ye getirilmesine ikna edilmesi ve şahsa güven vermek amacıyla yapılan görüşmelerdir. Görüşme orijinallerini müfettişlere bizzat ben verdim” diye konuştu. İlk duruşmada Sertçelik’i kaçırmakla suçlanan Organize Suçlarla Mücadele Şube komiserlerinden Metehan İlkyaz’ın tahliyesine karar verildi. Diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Ankara’da organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın adamı olduğu belirtilen M-7 kodlu gizli tanık Serdar Sertçelik’in ev hapsindeyken yurt dışına kaçtığı ortaya çıkmıştı. Sertçelik, firarından sonra yaptığı paylaşımlarda, Kaplan dosyasındaki üst düzey yargı ve emniyet mensuplarının adının geçtiği M-7 kodlu gizli tanığın kendisi olduğunu açıklamıştı. Ankara Başsavcılığı da Kaplan’a operasyon düzenleyen, aralarında Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ile komiser Ufuk Gültekin‘in de aralarında bulunduğu 6’sı emniyet mensubu 11 sanık hakkında, “görevi kötüye kullanma”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “suçluyu kayırma” ve “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarından dava açmıştı.
“Karşı operasyona maruz kaldık”
Davanın görülmesine Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinde başlandı. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Kimlik tespitlerinin ardından ilk olarak görevden uzaklaştırılan Ankara eski organize ve mali suçlardan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik savunma yaptı. Çelik savunmasında, 126 sayfalık iddianamenin sadece iki sayfasının hukuki değerlendirme olduğunu belirterek, “Ben hangi suçluyu kayırmışım? Ayhan Bora’ya ben operasyon yaptım. Ayhan Bora Kaplan’ın silahlı bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Yargılaması devam ediyor. Bu dosyada kamu görevlileri var. 22 tane polis var. Bazı tespitler var. Bunun silahlı kanadı var, Serdar dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgi alıyor. Emniyetten de bilgi alıyordu. Böylesine bir örgütün bir karşı operasyonuna maruz kalıyoruz. Buna siz de baktığınızda göreceksiniz” dedi.
“Hangi sırrı ifşa etmişim?”
Emniyet müdür yardımcısı olarak savcılarla görüşmediğini, başsavcı veya yardımcıları ile görüştüklerini belirten Çelik, altındaki müdür ve komiserlerin Sertçelik’i geri getirmek için çalışma yaptığını kaydederek, “Hangi sırrı ifşa etmişim? Hiçbir arkadaşım etmedi. Hangi olayda onları etkilemişiz, sorun onu. Hangi hakimi etkilemeye çalışmışız?” diye sordu. Çelik savunmasının devamında, hiyerarşik düzen içinde görev yaptıklarını, 365 bin polisin, 364 bininin kendisinden kıdemsiz olduğunu anımsatarak, “Benim kaçma şüphem söz konusu olabilir mi? Bizim itibarımız var. Ailemiz var. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim” dedi.
Öner: “Gizli tanığı sonradan öğrendim”
Çelik’in ardından Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’in savunmasına geçildi. Göreve başladıktan sonra Kaplan operasyonunun başladığını söyleyen Öner, bu soruşturma sırasında emniyette içsel olarak bazı sıkıntılar yaşandığını öne sürerek, “Serdar Sertçelik, birinci dalga operasyon kapsamında Kıbrıs’tan Türkiye’ye getirilmiş, ifadesi alınmış ve adli kontrol altına alınmış. Savcı tarafından gizli tanığın iddialarının araştırılması talimatı gelince ben böyle bir gizli tanıktan haberdar oldum” dedi.
“Kayırmam söz konusu değil”
Sertçelik’in vurulması ve ardından gözaltına alınamayacağına ilişkin doktor raporu verilmesi sürecini hatırlatan Öner, şunları söyledi: “25 Kasım’da savcı, doktor raporuna istinaden gözaltına alınamadığından evinde ifadesinin alınması talimatı veriyor, avukat nezaretinde ifadesi alınıyor. Savcımızın talimatıyla gözaltı kararı olmadığı için başında eleman bırakmadık. Kelepçe tedbiri var. Ertesi gün savcının talimatıyla adliyede hazır edilmesi istendi. Ekipler eve gittiğinde Serdar Sertçelik’in evinde olmadığı tespit edildi. Buna ilişkin tutanak tuttuk. 29 Kasım’da şube müdür yardımcım Şevket Demircan bana mesaj attı. Serdar babasının borcunu ödemek için İstanbul yolunda diyor. İstihbarat şubeye soruyorum, yazılı talimat ver, araştıracaklarını söylüyor. Hudut kapılarına da yazı yazdım. Benim Sertçelik gibi şüpheliyi kayırmam söz konusu değil.”
“Talimatım dışında hareket ediyorlardı”
Öner, yardımcısı Demircan’ın Sertçelik ile yaptığı görüşme içeriklerinden haberinin olmadığını da belirterek, “Sistemin işlemesi için elimden geleni yaptım. Bazı atamalarla ilgili rahatsızlığımı Murat Çelik’e ilettim. Sonuç alamayınca baş müdüre söyledim. Adli amir benim. Benim talimatım dışında hareket ediyorlardı. Şube müdürünün haberi var diyordu. Sayın müdüre giderek görevden affımı istedim. Bu şartlar altında çalışamayacağımı, personelimi seçemediğim, emirlerimi dinletemediğim bir yerde çalışamayacağımı söyledim. Bora Kaplan soruşturması yapıyoruz, seni alırsak basında haber olur dedi” ifadelerini kullandı. Sertçelik ile ilgili tüm işlemlerin savcının talimatıyla yapıldığını kaydeden Öner, “Kaçma ve kaçırılma ile ilgili hiçbir işleme dahil olmadım” diye konuştu.
Demircan: “Türkiye’ye gelmesi için iknaya çalıştım”
Sertçelik ile yaptığı görüşmeler ortaya çıkan Ankara Organize Şube Müdür yardımcısı Şevket Demircan ise bütün görevleri savcı ve sıralı amirlerinin talimatı ile yaptığını savundu. Demircan, “Bu görüşmeler usulsüz değildir. Dosya savcısı, başsavcı vekilimiz ve diğer mahkeme başkanının bilgisi dahilinde görüşmeler yaptım. Sıralı amirlerime bilgi verdim. Kendisine etki etmem söz konusu değildir. Zaten yurt dışındadır. Görüşmeler gerçeğin ortaya çıkarılmasına, şahsın Türkiye’ye getirilmesine ikna edilmesi ve şahsa güven vermek amacıyla yapılan görüşmelerdir. Görüşme orijinallerini müfettişlere bizzat ben verdim” diye konuştu.
“Üç kişi gözaltına aldık, üçümüz de tutukluyuz”
Kerem Gökay Öner’in, Sertçelik’in gizli tanık olduğunu bildiğini öne süren Demircan, kamuoyuna yansıyan isimlere ilişkin olarak da “Ses kayıtlarında görüleceği üzere herhangi bir isim zikretmedim. Kendisi isim zikretti. Yaptığım görüşmelerin tamamı Sertçelik’i rahatlatmak için yapılan görüşmelerdir” dedi. Demircan şunları söyledi: “Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasında bizim ne gibi menfaatimiz olabilir? Zaten dosyanın iki numaralı şüphelisidir. Verdiği ifadelerdekilerle ilgili 200 sayfa araştırma yapılmıştır. Sertçelik’in kaçması bizi zor duruma sokmuştur. Biz Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne operasyon yaptık. Bu örgüt ve uzantıları tarafından organize suçlarla mücadele müdürlüğüne operasyon yapılıyor. Gözaltına alan üç kişiyiz. Üçümüz de tutukluyuz.”
Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı da savunma yaptı
Duruşmada, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun eski danışmanı olan sanık Ramazan Kubat ise şu savunmayı yaptı: “Ben şahsı tanımam. Bir arkadaşımın birkaç kez yanında gördüm. Mustafa Çotuk’un arkadaşıdır. Benden rica etti. Ben şahsı tanımam. Şahıs zaten gizli tanıkmış. Ben gizli tanığın suçlu olduğunu bilemem. Uzun süredir cezaevindeyim. İlk zamanlarda neden alındığımı söylemediler. Beraatimi istiyorum. Biz bunun kız arkadaşıyla tatil yaptığı yerde indirdik.”
Savunmaların ardından mahkeme, Sertçelik’i kaçırmakla suçlanan Organize Suçlarla Mücadele Şube komiserlerinden Metehan İlkyaz’ın tahliyesine karar verildi. Diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Sertçelik’in iddiaları ve sonrasında yaşananlarAnkara’da organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın adamı olduğu ve bazı eylemlere karıştığı belirtilen Serdar Sertçelik, “yalan ve iftiralarla dolu 19 sayfalık beyanları kendisine zorla imzalattırıldığını” ileri sürerek Ankara emniyetini suçlamıştı. İfadeyi verdiğinin ertesi günü elektronik kelepçe takılarak tanık koruma programına alındığını ancak istediği her yere gidebildiğini anlatan Sertçelik, “kendisine yapılan operasyonun göstermelik olduğunu ve yurt dışına kaçmasına müsaade edildiğini” ileri sürmüştü. Sertçelik, yurt dışına çıktıktan sonra polisin kendisine ulaşarak, Süleyman Soylu, Bekir Bozdağ, Fahrettin Koca, Abdulhamit Gül, Macahit Arslan ve Hasan Doğan aleyhine ifade verdirmek istediğini, hükümete bu yolla darbe yaptıklarını ileri sürmüştü. Sertçelik’in açıklamaları ve yayınladığı ses kayıtlarından sonra önceki gün Organize Şubesi’nden sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Öner, Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve Komiser Ufuk Gültekin “darbe” iddiasıyla gözaltına alınmıştı. İkametlerinde yapılan aramalarda bazı dijital materyallere el konulmuştu. Çelik, Demircan ve Gültekin, 7 Eylül 2023’te Kaplan’ı gözaltına alan üç isimdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan soruşturması çerçevesinde yaşanan gelişmeler üzerine Mülkiye Başmüfettişlerinin raporu doğrultusunda üç emniyet müdürünün çığa alındığı süreç için “komplo” dedi. Hedefin Cumhur İttifakı ve Türkiye olduğunu söyleyen Bahçeli, “Olan biten tüm kanun dışı irtibat ve ilişki ağlarının farkındayız. 17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin, göz yumarsak gözümüz çıksın, eyvallah edersek de kanımız kurusun” dedi. Bahçeli, “Gizli tanık ifadeleriyle şerefli isimleri karalama kumpasını ve tecelli eden millet iradesini gölgeleme arayışını himaye eden ve buna hizmetkarlık yapan kim varsa haindir, haşhaşidir, emniyet, yargı ve medya uzantılarının tepesine binilmelidir” diye çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne çağırdı. Gece yarısı yapılan kritik zirvenin gündeminde, Ayhan Bora Kaplan soruşturması nedeniyle Ankara emniyetinde açığa alınan polis müdürlerine ilişkin soruşturma olduğu öne sürüldü. Erdoğan’ın Kalın ve Tunç ile yaptığı toplantının ardından AKP Grup Toplantısında önemli açıklamalar yapması beklendiği de iddia edildi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında “emniyetteki kriz”, “kumpas” iddialarına ilişkin mesajlar verdi. “Kanunun dışına çıkan, hatası olan kim varsa hukuk zeminince hesabı soruyoruz” diyen Erdoğan, “Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucunda gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz” ifadelerini kullandı. |