31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala gözler büyükşehirlere olduğu kadar ilçe belediyelere de çevrildi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde 2009 senesinde beri Sarıyer Belediye Başkanlığı yapan Şükrü Genç’in yeniden aday gösterilmemesinin ardından yaşanan kriz, Şükrü Genç’in bağımsız aday olarak seçime girmesiyle son bulmuştu.
Bahçeşehir’in kurucu başkanı Kemal Aydın yaşanan sürecin ardından, Şükrü Genç’e seslenerek Deniz Baykal yönetiminde partide yaşananları hatırlatarak, Şükrü Genç’in adaylıktan çekilmesi çağrısında bulundu.
“ŞÜKRÜ GENÇ BAŞKANIMA AÇIK MEKTUP!
Çağrısında kendi siyasi kariyerinden de örnekler verek Aydın, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
Şükrü abi Merhaba,
Sana akıl vermek haddim değil fakat Avrupa Konseyi’nde bulunan 90 ülke belediyeleri arasında 2005 yılının en başarılı belediyesi ve başkanı seçilmiş bir hemşehrin, kardeşin olarak CHP maceram hakkında sana ve seni seven insanlara bilgi vermek isterim. Yıl 2008, o vakitler 1999 yılında kurucu başkan olarak seçildiğim Bahçeşehir’de belediyecilik hizmetlerinde devrim niteliğinde işlere imza attık. Ana haber bültenlerinde Türkiye bizim projelerimizi konuşuyor. İktidar Partisi ise bu başarıları durdurmak için belediyemizi kapatıp Başakşehir’e bağlama kararı alıyor. Bu kapatma kararına karşı Bahçeşehir halkı ile birlikte verdiğim mücadele kamuoyunda çok ses getiriyor ve Türkiye’deki 1215 belediye bölgesinde yaşayan yaklaşık 7 milyon insan iktidarın bu antidemokratik uygulamasına karşı adeta baş kaldırıyor…
Belediyecilik başarılarımızı her hafta grup toplantılarına taşıyarak Bahçeşehir örneği üzerinden Tayyip Erdoğan’ın Belediyeleri Kapatma Yasasını eleştiren Deniz Baykal, ANAP’tan ayrılarak CHP’ye katılmam için bana ısrarlı teklifte bulunuyor…
Baykal’ı iyi tanıyan insanların verdiği bilgilere dayanarak uzun süre bu teklife sıcak bakmasam da, sonunda 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in araya girmesiyle teklifi bir vatan görevi olarak kabul etmek zorunda kaldım.
Bu anlaşmaya göre Baykal beni Bakırköy adayı yapacak ve Bahçeşehir Belediyesinde BAYÖN-M diye adlandırdığımız Yeni Nesil Belediyecilik Modelini Bakırköy’ de uygulamak kaydı ile CHP’ye katılacaktım.
Süleyman bey ile Baykal Arasında anlaşma buydu!
Deniz bey beni bir hafta aday ilan etti fakat bir hafta sonra bir akşam vakti arayarak Ankara’ya davet etti ve şunları söyledi:
“Kemalciğim senin başarılarını hayranlıkla izledim ve belediyecilik modelini CHP çatısı altına taşıman için Süleyman Bey’ den yardım talebinde bulundum.
Bir hafta önce de Bakırköy adayımız olman için Bakırköy İlçe Başkanlığımıza başvuru yapmanı senden ben rica ettim.
Fakat Ateş Ünal Erzen’in tekrar aday yapılmaması halinde Beşiktaş başkanı İsmail Ünal, Avcılar başkanı Mustafa Değirmenci ve Kadıköy başkanı Selami Öztürk bu duruma sesiz kalmayacaklarını söylediler. (aylar sonra öğrendiğime göre bu üç belediye başkanının sayın Baykal’a böyle bir tavırları hiç olmamış.) Dolayısı ile seçime 1 ay kala çıkacak krizin hasarı partimize büyük olacak diyerek benden fedakarlık istedi.
Yani Baykal o günkü medya popülaritemi ve halk desteğimi kullanmak için beni ve sayın Demirel’i kandırıp transfer etmiş, bizden alacağını aldıktan sonra arkasını dönüp kendi oyununa devam etmiştir. Benimle birlikte TBMM’de Grup Toplantısı’nda 12. maddeden CHP’ye katılan 3000 kişinin üyelik formlarını imzaladığını söyleyen fakat eşimi bile partiye üyesi yapmayan yalancı bir Genel Başkan’a inanmış olmanın derin hayal kırıklığını yaşamıştım. Sayın Demirel bu duruma çok üzülmüş fakat CHP Genel Başkan’ının bana ve arkadaşlarıma yaptığı üçkağıta rağmen İsmet Paşa ile hatıralarından anektodlar hatırlatarak vatanın müdafaası için yoluma CHP’de devam etmemi tavsiye etmişti.
“HAKKI GASP EDİLMİŞ BİR KARDEŞİN OLARAK…”
Şükrü abi, Baykal döneminde de, Kılıçdaroğlu döneminde de hakkı gasp edilmiş bir kardeşin olarak çok laf söyleyebilirdim…
Fakat ülkemizin içinde bulunduğu durum karşısında, kişisel beklentilerimizi bir kenara koymak, bir ulusun kaderini tayin edecek tercihler de bulunmak zorundayız.
Bu totoliter iktidara karşı ezilenlere liderlik yapabilecek tek alternatifimiz olan Ekrem Başkan’ı karşılıksız ve beklentisiz olarak desteklemek zorundayız.
Çünkü bu tek adam rejimini ancak onun liderliğindeki bir yapı ile değiştirebiliriz.
Senin kırgınlığını, kızgınlığını anlayabilirim fakat bir mühendisin aklının önüne hırslarını koymasını anlayamam…
Senin hesabına göre diyelim ki Sarıyer’i tekrar kazandın ve CHP yönetiminden intikamını aldın…
Fakat senin Sarıyer’i kazanmanın karşılığında Ekrem Başkan’nın da 10 bin oyla seçimi kaybetmesine vesile oldun…
Bunu İstanbul halkına,
Türk milletine yapmaya hakkın var mı? Lütfen bunu bir düşün!
Bir düşün ve gel şu son haftada, Türkiye’yi bu tek adam rejiminden kurtarmak için Ekrem Başkan’ın yanında yer al.
Bütün ülke seni bağrına bassın alkışlasın.
Bu saate kadar yaptığın çalışmalar da partinin siyaset yapma şekline hepimizin isyanı olarak kayda geçsin!
Sana yakışan adaylığını geri çekip Ekrem Başkan’ın elini kaldırmandır.
Ağabeylik böyle olur…”