Mirgün Cabas’ın YouTube kanalına konuk olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, 31 Mart 2024 yerel seçim sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Adaylığını kim engelledi
Cabas’ın, “Sizin aday gösterilmemenizde Özgür Özel kadar Ekrem İmamoğlu’nunda etkisi yok mu? Sonuçta İmamoğlu ve Özgür Özel kurultayda beraber hareket etmişlerdi” sorusuna yanıt veren Soyer,
“İmamoğlu’nun bir etkisi olmadığını düşünüyorum. Bana kendisinin de ifadesi bu yönde. Bende buna inanıyorum. Kendisi İzmir’e dair herhangi bir müdahalede bulunmadı.” ifadelerini kullandı.
Soyer, yeniden aday gösterilmemesinde İmamoğlu’nun değil, Özel’in etkili olduğunu ileri sürdü.
Mirgün Cabas’ın “Neden aday gösterilmediniz” sorusuna, “Bunu aslında onlara sormak lazım, bana söylenen bir gerekçe yok” diye cevap veren Soyer,
“Sadece anketlerde düşük çıktığıma dair bir cümle kuruldu ama biz de tabi 5 sene içinde birçok anket yaptık. Son 6 ay içinde birçok anket yaptık, ben hiçbirinde düşük çıkmamıştım. Dolayısıyla hangi anket nasıl düşük gösterdi onu bilemem. Ama onun dışında başka kriterler uygulanmaması da enteresan.
Bir belediye başkanını sadece anketlerdeki memnuniyet oranıyla değerlendirme çok popülist bir yaklaşım. Çünkü belediyenin görevi devraldığınızda bütçesi, borcu vardır. Bunları nasıl yönettiniz, yatırıma bütçe ayırdınız mı, borcu azalttınız mı artırdınız mı? Ya da sivil toplum kuruluşlarıyla nasıl ilişki kurdunuz, birçok şeyin sorgulanması gerekir.
Sadece anket sonucu yeterli olmamalı. Bazen anketlerde memnuniyetsizlik olsa da doğru bildiğinizi yapmışsınızdır ve bunun bir karşılığı olması gerekir. Dolayısıyla sorunun cevabı bende yok, ben bilmiyorum niçin aday gösterilmediğimi” diye konuştu.
“2 konuda kırgınlık yaşıyorum”
Aday belirleme sürecine ilişkin soru üzerine 2 konuda kırgınlık yaşadığını aktaran Soyer, “2 şeye kırgınım. Biri, Merkez Yürütme Kurulu’ndan 5 dakika önce ‘Sizin isminiz MYK’ya girmeyecek ‘ diye bana haber verildi. İkincisi de bu kadar süreç yaşandı, bir teşekkür edilmedi. Bunlara çok kırgınım.
Çünkü 5 yıl boyunca gerçekten çok şey yaptık, birçok engelle boğuştuk. Soruşturmalar, pandemi, deprem. Bunlara rağmen partimin bayrağını aşağı düşürmeden, sosyal belediyecilik ilkelerinden taviz vermeden çalışma yaptık.
İyi insanlar siyasete girmeli, iyi insanlar siyasetten uzak durdukça, şikayet ettikleri şeylerin o insanlar tarafından değiştirilmesini bekleyen bir noktaya geliyorlar. İyi insanlar siyasetle ilgilenmeliler ama benim durumumdan sonra bunu söylemekten biraz imtina ediyorum, korkuyorum” ifadelerini kullandı.
Özel’le ilgili kaygı duyuyorum
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in performansıyla ilgili soruya, “CHP gibi bir siyasi parti çok kucaklayıcı olmalı. Başka türlü büyüyemezsiniz. Anamuhalefet partisinin donanımlı, kapsayıcı, sağlıklı politikalar ortaya koyuyor olması lazım.
Kurultay nedeniyle ayrıştıran veya başka gerekçelerle daraltan, kucaklamayan, kapsayıcı olmayan bir anlayış maalesef o iktidarın mutlak gücünü dizginleyici rol oynayamaz. Bugün giderek böyle bir noktaya gelmekte olduğumuzdan kaygı duyuyorum”
Mirgün Cabas’ın “1 Nisan’dan sonra ne olacak?” sorusuna Soyer, “Genel başkanın ortaya koyduğu net bir tavır var. Sorumlu benim diyor. Ortaya çıkacak sonuç ne olursa olsun… Eğer ciddi kayıplar yaşanırsa o zaman herhalde bununla ilgili söyleyecekleri ve yapacakları olacaktır. Eğer bu sorumluluğu üzerine alıyorsa onun sorumluluklarını yerine getirmeyi göze alıyorsanız demektir” diye cevap verdi.
İzmir’deki fark azalıyor
İzmir’de anketleri izlediğini, aradaki farkın azaldığını gördüğünü dile getiren Tunç Soyer, “Birçok ilçede sıkıntı olduğuna dair duyumlar alıyorum. Dolayısıyla da biraz kaygılıyım,. Sandığa giderken son dakika nasıl şekillenir, CHP’ye oy vermiş seçmen iradesini nasıl ortaya koyar onu bilemem.
İktidar partisinin kullandığı dil çok önemli. Cumhurbaşkanı genel seçimlerde kutuplaştırıcı dil kullanmıştı. Bu dil siyasi partilerin tabanlarını konsolide etmesini kolaylaştırdı. Ama şimdi dikkat ediyorum iktidar partisinin böyle bir söylemi, dili yok.
Böyle devam ederse siyasi partilerin kendi tabanlarını konsolide etme imkanı azalır. Çünkü bu çatışma iki taraflıdır. Bir siyasi parti istediği kadar kendi kitlesini konsolide edecek bir dil tutturmaya çalışırsa çalışsın karşı taraf bu noktaya gelmiyorsa o bir sonuçsuz girişim haline dönüşür.
Sonucu belirleyecek olan bu olacak. Seçime yaklaşırken iktidar bu dilini değiştirir de daha da ayrıştırıcı bir dil kullanmaya başlarsa o zaman CHP seçmeni konsolide olur. Tek etken tabiki bu olamaz. Tunç Soyer’e kızıp AKP’ye oy vereceğim diyen tabiki vardır ama düşük bir orandır” dedi.
“Siz tekrar seçime giriyor olsaydınız aynı oy oranını alır mıydınız?” sorusuna, “Yükseltme ihtimali görüyorum. Çok iş yaptık. Taahhüdümüze sadık kaldık. Pandemiye depreme ekonomik krize rağmen işleri yapmışız” şeklinde cevap verdi.
Cemil Tugay tercihini nasıl görüyor
“Sizin yerinize Karşıyaka Belediye başkanı Cemil Tugay’ın aday gösterilmesi nasıl bir tercih olarak görüyorsunuz? Adaylığının duyurulduğu toplantıda kurultayda kendisine verdiği destekten dolayı teşekkür ederek çağırdı Özgür Özel. Bu bir kriter miydi sizce?” sorusuna Soyer, “Bence olmamalıydı. Olmuş gibi gözüküyor. Başkan hangi kriterlerle değerlendirdiklerini bilmiyorum” yanıtı verdi.
Soyer, “Tugay’ın Karşıyaka Belediye Başkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise, “20 gün sonra sandık kurulacak. Oradan çıkan sonuçlar gerçek verileri verecek” dedi. Soyer, “Geçmiş dönemde Aziz Kocaoğlu aday adayı olsaydı ben aday adayı olmayacağımı söylemiştim. Yani Büyükşehir Belediye başkanlığını sürdüren biri varken onun karşısına çıkıp ben de adayım demek bana çok etik gelmemişti. Eğer fahiş bir hata yoksa, projeleri gerçekleştirmede büyük bir sıkıntı yoksa, hakkında şaibe yoksa o zaman neden değiştirme ihtiyacı duyuldu?” dedi.
Ben başarısız isem Cemil Bey’in yanında durmam ona zarar verir
“İzmir CHP’de kırılma büyük. Kurultay sonrası büyük bir kırılma var. Anketlerden başarısız çıkmam nedeniyle aday gösterilmediğim ifade edildi. Onun için “sütte leke var onda leke yok” denen bir adayın yanında durmam ona zarar verir. Sonuçta ben başarısız isem başarı için yola çıkmış adaya varlığım zarar verir. Bu işin bir tarafı.
CHP’li bir başkan olarak başkan adayını davet edip kendisine tüm genel sekreter yardımcılarını, genel müdürleri karşısına dizip brifing vermek istedik. İki kez takvimi uymadı. Ondan yeni bir tarih bekliyoruz. Biz ona her genel sekreter yardımcısının kendi alanıyla ilgili neler yaptığını, planlarını anlatmasını istiyoruz. Eli dolu olsun ve bilsin. Ama denk gelemedik. Vereceğim en anlamlı destek bu olur diye düşünüyorum”
İmamoğlu müdahil olmadı
“Cemil Tugay’ın kampanyasında görünmüyorsunuz ama Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasında görünüyorsunuz. Sizin aday gösterilmeminizde İmamoğlu’nun payı yok mu?” sorusuna Soyer,
“Bir etkisinin olduğunu düşünmüyorum. Bana kendisinin de ifadesi böyle. Ben de buna inanıyorum. Kendisi İzmirle ilgili bir müdahalede bulunmadı. Ekrem Bey’in davetiyle kampanyasına katıldım. İzmir’de aday gösterilmediğim için kampanya sırasında görünür olmanın çok anlamı yok.
İmamoğlu ve Özgür Özel aralarında ayırmış olarak görüyorum. Adaylık belirleme sürecinde İstanbul üzerinde daha söz sahibi olmak istemiş anladığım kadarıyla. Ege’de de o müdahil olmak istememiş. Ya da Özgür Bey daha fazla müdahil olmak istemiş. Bunlar varsayım. Ekrem Bey’in İzmirle ilgili müdahalesi olmamış” şeklinde yanıt verdi.
Soyer; Özel’in kendisine yaptığı danışmanlık teklifini doğru bulmadığını söyledi. Soyer, “Bu yönetim bir siyasi irade ortaya koydu ve ben onun içinde yokum. Ben istesem de böyle bir ortaklık söz konusu değil. Benim dışarıda tutulmamı ortaya koyan bir irade var. Şimdi ben o iradeyle nasıl olacakta yol arkadaşlığı yapacağım. İstemediler ki…
Özgür Bey bana, ‘Cemil Bey’e destek olmanızı talep edecek değilim ama bu size yakışır’ dedi. Ben de, ‘CHP’li bir belediye başkanına sahip çıkmakta genel başkana yakışır’ dedim. Böyle bir tablo varken birlikte yol arkadaşlığı yapmak mümkün gözükmüyor” dedi.