Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun (YDK) 18 Ocak’ta verdiği, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in de 8 Şubat’ta onayladığı ihraç kararları, 7 teğmene tebliğ edilmeye başlandı.
12 Punto’dan Müyesser Yıldız’ın haberine göre oy birliğiyle verilen ihraç kararlarının, “TSK’daki atmosferi bozma” gerekçesiyle alındığı öğrenilirken, Atatürk’ün fotoğrafını takmayan teğmen A.A.’nın sadece kendisine tepki gösteren teğmenlere değil, Alay Komutanı Albay E.Ç.’nin yüzüne karşı da, “ezanı Türkçe okutması başta olmak üzere Atatürk’ün 1923 sonrasında yaptıklarını tasvip etmediğini” söylediği, ayrıca darp raporu almak isteyen bu teğmenin Tuzla Devlet Hastanesi’ne askeri araçla götürüldüğü ortaya çıktı.
Gerekçeli kararın olayların anlatıldığı bölümünde, tarikatçı olduğu belirtilen A.A. ile ilgili şu ayrıntıların yer aldığı görüldü:
“A.A.’nın, ‘1923’e kadar olan Atatürk’e saygı duyabilirim, ancak 1923 sonrası Atatürk’e saygı duymuyorum, bir kısım yaptıklarını kabul etmiyorum’ dediği, neyi kabul etmediği sorulduğunda, “Kurtuluş Savaşı’nı çok güzel yaptı, ama 1923 sonrasında dini yozlaştırdı ve Arapça olan dinin dilini Türkçe olarak değiştirdiği.
Kuran’ın Türkçe olarak mealinin yazılması yanlıştı’ yönünde sözler sarf ettiği, bundan sonra koğuşta arbede yaşandığı…
Komutanların olaylara müdahil olması sonrasında A.A.’yı çağıran Alay Komutanı Albay E.Ç.’nin, şu anda ülkemizin çevresinde yaşanan savaşlardan da bahsederek birlik ve beraberliğin korunması gerektiğini anlattığı, A.A.’nın bu görüşme esnasında Alay Komutanı’na hitaben, ‘Atatürk’ün ezanı Türkçe okutması ile başlayan ve 1923 sonrasında yaptıklarını tasvip etmediği’ yönünde sözler sarf ettiği, Alay Komutanı’nın da bu sözlerine daha fazla devam etmesine izin vermeyip A.A.’yı susturduğu ve yaşanan arbede olayı ile ilgili ‘şikayetini aldığı, gerekli işlemleri başlatacağını, başka tartışmalara girmemesini’ tembihlediği…
A.A.’nın, bölük komutanına darp raporu almak istediğini beyan etmesinden sonra Piyade Teğmen M.F.Ş. refakatinde birlik revirine, oradan da Tuzla Devlet Hastanesi’ne sivil tip askeri araçla sevk edildiği; askeri aracın, personeli hastaneye bıraktıktan sonra kışlaya döndüğü…
Rapor sonrasında A.A.’nın kendi beyanına göre, hastane polisinin yönlendirmesiyle şikayetçi olmak maksadıyla Tuzla Polis Karakolu’na gittiği, öncesinde amirleri ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde kendilerine polise değil sıralı amirlerine şikayetçi olmaları gerektiği hususunun iletilmiş olduğu, buna rağmen polis karakoluna gittikleri, A.A.’nın saat 22.30 sularında şikayetçi olarak ifadesinin alınmaya başlandığı ve nöbetçi savcıya bilgi verildiği, ardından yapılan görüşmeler neticesinde asker kişilerin tahkikatının Merkez Komutanlığınca yapılmasına karar verildiği ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığı tespit edilmiştir.”