İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Hem güçlü bir ülke hem mutlu bir şehir olabilmek ancak adaletle mümkündür. Çünkü adaletsizlik birlik ve beraberlik duygusunu ortadan kaldırır. Bugün bulunduğumuz mekanda da mekansal adaleti sizlerle yaşıyorum. Mekansal adaletten kastım; burası İstanbul Planlama Ajansı. Yaklaşık 80 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor.
‘MEKANSAL ADALET’
Bu alan daha öncesinde başkanlık konutu alanı olarak kullanılıyordu. Bizden önceki dönem sadece farklı ilçelerin belediye başkanları davet edilerek 12 ilçe belediye başkanı için de konutlar yapıldı. Bu konutları da herkes kendi zevkine göre yaptı. Burası Bakırköy sınırlarında olmasına rağmen belediye başkanı Cumhuriyet Halk Partili olduğu için ona gel burada lojman var dememişler, Ümraniye’den Arnavutköy’e Esenler’den başka ilçelere varıncaya kadar tek şartı var AKP’li belediye başkanı olmak. Ben belediye başkanı seçildiğimde bunu görünce çok üzüldüm, şaşırdım.
Ben hayatta böyle bir şeyi yapamam. Bu yönetmelik olarak bir kitapta yazıyor olsa yine yapamam. Biz İstanbul Planlama Ajansı’nı buraya taşıdık. Kentin her paydaşıyla konuşabildiğimiz bir saha elde ettik.”
“KİRLİ HORUMU KESTİK”
“Adaletsizlik olursa birlik ve beraberlik duygusunun ortadan kalkacağını, toplumları, kurumları içten içe çürüteceğini ifade etmek isterim. Ne yazık ki İstanbul bizden önce böyle bir süreç yaşadı. Sosyal adaletsizlik çok ağır boyutlara ulaştığı halde bu şehri adil hale getirmek çeyrek asırdır bu şehri yönetenlerin umurunda olmadı. Bu adaletsizliği istismar edip oya çevirmenin yollarına odaklandılar. Sosyal yardımları partizanlığın bir aracı olarak hatta bir oy hesabının gelişi veya gidişiyle ilgili bir kampanya sürecine evirdiler. Milyonlarca İstanbullu yoklukla ve yoksullukla mücadele ederken bir avuç insanın zenginleşme sürecine dönük bir israf düzeni kurdular. Tabi biz bu süreci tersine çevirmek için göreve talip olmuştuk. Hatırlayın, 2019 öncesi bu bozuk düzeni korumak için İstanbulluları korkutup tehdit etmeye bile kalkıştılar. ‘İmamoğlu gelirse sosyal yardımlar kesilir’ dediler. Biz bir tek şeyi kestik onu söyleyeyim; halkın bütçesinden bir avuç insana veya kendilerine yakın bir takım kurum kuruluşlara, vakıflara, derneklere para aktaran o kirli hortumu kestik. Bundan sıfır taviz verdik ve partizanlıktan tamamen arındırılmış, vatandaşa saygılı, toplumsal dayanışmayı öne çıkaran, gerçekten örnek halkçı bir sistemi kurduk. İsrafı bitirdik, hizmeti getirdik. Sonuç bu. Sonuç İstanbul tarihinde görülmemiş ölçüde arttırdığımız sosyal destek ve yardımlar oldu. Sonuç, sosyal adaleti sağlamak amacıyla vatandaşa ilk kez sunulan pek çok yeni hizmet oldu. Halk sütten, anne karta…
MURAT KURUM’A ‘SIFIR NOKTASI’ YANITI
O kadar sıfırla teslim aldık ki, geçen demiş ya müstakbel rakibim; sevgili aday arkadaşımız hani ‘sıfır noktasından aldılar ve bitirdiler’ diye. Doğru birçok şeyi sıfır noktasından aldık. Kreşler sıfırdı 100’e ulaştı, öğrenci yurtları… 5200 öğrenci şu an misafirimiz. Kent lokantalarından yeni doğan destek paketine, üniversite öğrencilerimize burstan ders atölyelerine… Bütün bunlar eşi benzeri görülmemiş çok önemli ve gerçekten çok değerli çözümler. Ama bizim sosyal adalet vizyonumuzun yalnızca bir yönünü gösteriyorlar. 180 bin kişinin özel sektörde iş bulmasına aracılık eden bölgesel istihdam ofislerimize, çiftçilere, üreticilere, balıkçılara İBB tarihinde ilk kez vermeye başladığımız desteklere, mahalle bakkallarına ve onları da destekleyen yardım alan vatandaşlarımızın da hızlıca bağ kurabileceği ‘Halk Bakkal’ projesi gibi… Özellikle işlerimize bakarsanız sosyal adalet vizyonumuzun yönünü de buradan görebilirsiniz. Biz yoksulluğun sürdürülüp siyaseten istismar edilmesini değil sonlandırılmasını hedefleyen bir anlayışla çalıştık. İnsanlarımız belediyeden aldığı yardım ve destekle değil çalışarak, üreterek kazandığı parayla rahatça yaşayabilsin diye yenilikçi çözümler geliştirdik.”
“HANİ SÜT DAĞITACAKSINIZ DEDİKLERİNDE 100 BİNE YAKIN ÇOCUĞA HALK SÜT ULAŞIYORDU”
“2019 seçiminden sonra ‘Hani süt dağıtacaksınız nerede’ diye soranlar oldu. Bunu sordukları zaman 100 bine yakın çocuğun sofrasına Halk Süt ulaşıyordu. Çünkü biz vatandaşın yardım aldığı bir kurumuz. Biz vatandaşa lütufta bulunmuyoruz, onun hakkını ona ödüyoruz.”
“ERDOĞAN’A ‘KİMİN PARASINI KİME VERİYORSUN’ GÖNDERMESİ
“Çocuklarımıza yönelik vaatlerimizi bitirirken bir dış ses ‘Kimin parasını kime veriyorsun?’ Vallahi milletin parasını millete vermeye devam ediyoruz.”
“Biz milletin parasını millete vermeye devam ediyoruz. O yine soruyor olsun ‘Kimin parasını kime veriyorsun?’ diye. İktidarın yanlış ekonomi yönetiminin faturasını en çok ödeyen kesim dar gelirli vatandaşlarımız oldu. Bizden önceki yönetim döneminde vatandaşa sunulan destek sayısı 357 bin 742’yken 2023 yılında bu sayıyı 2 milyon 292 bin 797’ye çıkardık. Bir diğer anlatımla vatandaşa tam 6 kat daha fazla destek verdik. Tabii ki biz bu desteği vermekle gurur duyuyoruz. Sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz için mutluyuz. Ama bir başka fotoğraf var; ülkemizin nasıl yoksullaştırıldığının, ülkemizdeki kötü ekonomi yönetiminin, yüksek enflasyonun derin bir yoksulluğa nasıl sebep olduğunun da başka bir ayak izin bu. Şehrimizde yoksulluk derinleşmeye devam ettiğinden 2024’ten itibaren sosyal destek miktarını 600 bin haneye çıkararak 4 milyon adede yükselterek ihtiyaç sahibi vatandaşımızın yanında olmaya devam edeceğiz.”
“KİM HANGİ OYUNU OYNARSA OYNASIN DEVAM EDECEĞİM”
“Bu şehrin yıllardır kangren olmuş sorunlarını çözerken; altyapıdan ulaşıma, metrodan yeşil alana şehrimizi dünya medeniyetleriyle yarışacak seviyeye taşırken bir yandan da adalet dağıtıyoruz. Bu yolda bizi hiç kimse durduramadı, durduramayacak, durduramaz. Çünkü gücümüzü aldığımız yer çok güçlü. Gücümüzü sizlerden alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Çünkü gücümüzü yasalardan alıyoruz. Hukuken, ahlaken ve siyaseten yüzde yüz haklıyız. İsraf düzeninin hiçbir temsilcisi bu şehirde yaşayan çocuğun, gencin, annenin, emeklinin, ihtiyaç sahibinin yanında olmamız engelleyemedi, engelleyemeyecek, engelleyemez. Bize karşı kim hangi oyunu oynarsa oynasın, kim bizi engellemeye çalışırsa çalışsın ben bütün arkadaşlarımla beraber böyle çalışmaya devam edeceğim. Sizlerin koşullarınızı iyileştirmek, hayat kalitenizi artırmak ve yanınızda olmak için yolculuğuma devam edeceğim.”
MURAT KURUM’A ‘YÜZDE 87’ TEŞEKKÜRÜ
“‘Kimin parasını kime dağıtıyorsun’ diye hesap soranlar bugün bizim gerçekleştirdiğimiz projeleri tek tek kopyalamakla meşguller. Daha da komiği şu benim sevgili rakibim, müstakbel aday arkadaşımız geçenlerde ‘yüzde 87 projeleri başardı’ dedi. Sonra bir kağıt notuyla düzeltmeye çalıştı ama onu bile başaramadı. ‘Yüzde 87 başardı’ dediğinde ben de döndüm arkadaşlara sordum; ‘siz mi yanlış hesapladınız?’ Bizimki üç dört puan az çıkmıştı çünkü. Sonra arkadaşlarımı çalıştırdım 3-4 gün vallahi onun dediği doğru çıktı. Yüzde 87 imiş meğerse, yüzde 87 başarmışız. Dolayısıyla Allah razı olsun, bize yardımcı oldular. Yüzde 87 ile projelerimizi başardığımızı bize hesaplatarak ispat ettiler. Buradan müstakbel rakibime, değerli sevgili adaya teşekkür ederim. Bir teşekkürü de bir deprem anında İstanbul’un 11 şehre birden nasıl koştuğunu anlattığı için yine kendisine teşekkür ederim. Bizlerin projelerini anlatmaya devam etsin. Yeni projelerimizi de ballandıra ballandıra anlatabilirler, sahiplenebilirler çünkü hepsi doğru projeler öyle 650 bin konut gibi uydurma projeler değil.
“VAATLERİMİZİ KOPYALAMA KONUSUNDA SERBESTSİNİZ”
Vaatlerimizi kopyalama konusunda serbestsiniz ama içimizdeki eşitlik, adalet, samimiyeti çalışkanlığı asla kopyalayamazsınız, o bizde var. İnsana ve vatana olan sevgimizi kopyalayamazsınız. İhmal ve ihanetle kirlenmiş o büyük ve gerçek İstanbul sevgimizi kopyalayıp sizin kirli sahanıza çekemezsiniz. Cumhuriyetçiliği ve halkçılığı kopyalayamazsınız, çaba göstermeniz lazım öğretiriz, o ayrı. Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir diyen Atatürk’e ve onun ideallerine olan bağlılığımızı asla kopyalayamazsınız.
‘Kimin parasını kime dağıtıyorsun’ diye hesap sormaya kalkanlara cevabım hiç değişmedi; vallahi de billahi de doya doya milletin hakkı olan halkın parasını halka dağıtıyorum, dağıtmaya da devam edeceğim. Çünkü benim hiç kimseye, hiçbir çıkar şebekesine diyet borcum yok.”
“DESTEĞİNİZ ÖYLE BÜYÜK OLSUN Kİ KİMSE BU MİLLETİ TEHDİT ETME HADDİNİ KENDİNDE GÖRMESİN”
“Belediye meclis üyeliklerinde de bize destek verin. Bu desteğiniz öyle güçlü olsun ki bundan sonra kimse ‘bize oy vermezseniz hizmet alamazsınız’ diye bu milleti tehdit etme haddini kendinde göremesin. Öyle büyük bir demokrasi dersi verin. Hiç kimse bu ülkenin en yaralı vatandaşları olan depremzedelerin karşısına çıkıp ‘Oy ver hizmet al’ deme hakkını kendinde bulamasın. Öyle güçlü olsun ki bu desteğiniz yapmak için fırsat kolladıkları beton kanalını yapmayı akıllarına bile getiremesinler. Her konuda İstanbulluların iradesine saygı göstermek, İBB ile işbirliği yapmak zorunda olduklarını anlasınlar. Milletin iradesinin üzerinde iradelerinin olmadığını, olmayacağını, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve vatandaşlarının buna asla müsaade etmeyeceğini bir kez anlasınlar.”
İmamoğlu konuşması esnasında yeni dönem projelerini anlattı. İmamoğlu’nun projelerinden dikkat çekenler şöyle:
-Okula başlayacak öğrencilere 3 bin TL destek
-İlk ve orta okula giden çocuklara beslenme desteği
-50 Yuvamız İstanbul, 50 kısa mola merkezi
-2 çocuk oyun dünyası merkezi
-Hamile kadınlara gebelik danışmanlığı hizmeti
-40 yaş üzeri kadınlara yılda 1 momografi, 18 yaş üzeri kadınlara ücretsiz ultrason çekimi
-10 bin haneye bez ve mama desteği
-Hamile beslenme paketi
-10 çamaşırhane
-Sosyal destek miktarının 600 bin haneye çıkarılması
-3 yeni bütünleşik sağlık merkezi
-10 yeni sosyal yaşam merkezi