CHP Genel Başkanı Özgür Özel Ankara’da gazetecilerin sorularını yanıtladı:
Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Zonguldak’taki “Bilesiniz ki buranın belediye başkanı, cumhurbaşkanının eli üzerinde olduğu sürece Zonguldak, çok daha farklı yere gelecektir” sözlerine ilişkin şunları söyledi:
“Dün Zonguldak’ta daha önce Hatay’da yaptığı açıklamanın devamını getirdi. Diyor ki; ‘ülkenin cumhurbaşkanının elini Zonguldak’ın üzerinde olursa hizmet gelir.’ Recep Tayyip Erdoğan’ın milli iradenin üzerinden elini çekmesi lazım. Bu yaptığı iş milli iradenin gaspıdır. Hatay’da yaptığı taş yürekliliğe devam ediyor. Aslında Hatay’daki ifadelerini hatırlatıyor. Zonguldak’tan Hatay’a ve bütün Türkiye’ye aynı mesajı veriyor. Eğer söylediğinin bir karşılığı varsa neden yerel seçimler var? Neden belediye başkanı seçiyoruz? Siz bir cumhurbaşkanına oy verin, her şeyi o belirlesin. En son belediye başkanını da o belirlesin. Niye o zaman bu aziz milletin önüne sandık koyuyoruz? Ona da kendi karar versin o zaman. Oysa ki milli irade kutsaldır. Milli irade serbestçe oy kullanılabildiği için kutsaldır. Recep Tayyip Erdoğan’a verilince kutsal, verilmeyince mundar olmaz. Nasıl o gücünü sandıktan alıyorsa belediye başkanları da gücünü sandıktan alır. Belediye başkanlarının da cumhurbaşkanının da belirleyicisi millettir. Bunun dışında ifade milli iradeye saygısızlıktır.
“ERDOĞAN’A EN SERT CEVAPLARI VERMEK ONUN İSTEDİĞİ ŞEY”
Bugün Recep Tayyip Erdoğan’a en sert cevapları vermek onun istediği bir şey. Bizi kavgaya çekmek istiyor, dün sesleniyor; biz diyor ‘daha önceki genel başkanlarla kavga ederdik. Özgür efendiyle kavga etmiyoruz, sesi çıkmıyor’ diyor. Oysa ki Özgür Efendi ona 10 bin liralık en düşük emekli maaşını hatırlatıyor, 17 bin liralık sefalet asgari ücreti hatırlatıyor, geçim sıkıntısını, enflasyonu hatırlatıyor. Türkiye’de bunu konuşuyoruz. O istiyor ki hakaretine hakaret edelim, mesele konuşulmasın, bir yerel seçim atmosferi içinde sorunlar değil kavga konuşulsun. Onun düzeyine inmemeye çok kararlıyım.
Çünkü millet, sakin bir şekilde israf etmeyen, ranta kentleri açmayan belediye başkanlarını değerlendirip verdiği oyu doğru ve iyi kullandığını görüp belediye başkanlarımızdan memnun oldukları kentlerde belediye başkanlarımıza oy verip, kendi belediye başkanlarından memnun olmadıkları kentlerde de bizim iyi belediyeciliğimizi o kentlere taşıyacak oyları vermelerini istiyoruz. Bunun için de Recep Tayyip Erdoğan’ın hakaretlerine, iftiralarına, saldırılarına cevap verme niyetinde değiliz.
DEM PARTİ YORUMU
Özel İstanbul’da DEM Parti ve Yeniden Refah Partisi’nin aday çıkarmasına ilişkin ise şu yorumu yaptı:
“DEM Parti kendi sürecini yürütüyor, toplanıyor. Bir karar verecek, mikrofonlar önümüzde. DEM Parti aday çıkarmayacak size demleniyor diyorlar. ‘Sizi destekliyor, DEM Parti’yle anlaşmak olduğunu söylüyorlar ne diyeceksiniz’ diyorlar. Şimdi bu mikrofonlar neden gitmiyor Bahçeli’nin önüne? Bu sabah demli çay mı içiyormuş? Bu mikrofonlar neden gitmiyor Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne? Terörle iş birliği mi yapmış? İlk gün söyledim, ama sayın Başak Demirtaş, ama ilan edilen adaylar. Her birisinin aday olmak en demokratik hakkıdır. Kimsenin aday çıkarmasına, çıkarmamasına karışmayız. Bir partinin aday çıkarması kendisiyle ilgili bir hesaptır. Bir parti aday çıkardığında demlenip, çıkarmadığında demlenmemiş olma iftirasını, bu sabah höpürdete höpürdete demli çay içenlere, Devlet Bahçeli’yle Recep Tayyip Erdoğan’a sorun.
Bizim DEM’le yaptığımız görüşme gözümüzün önündedir. Ama bazı görüşmeleri hangi mecralarda, hangi mecralarda, kimlerin ne şekilde ne vaatlerle yürüttüğünü millet sormaktadır. Bizim kimsenin çıkaracağı adaya da, çıkarmadığı adaya da bir lafımız da yoktur, minnetimiz de yoktur. Ama aday çıkarmama durumunda dünya kadar hakareti bize layık görenlerin bu millete özür borcu vardır.
Hem DEM Parti’nin hem Yeniden Refah Partisi’nin adaylarına başarılar diliyorum”