Özgür Özel’in konuşmasının satır başları şu şekilde:
HAni büyüğümüzdür çok önemli bir görevdedir kızıp da söylese bir şey değil ama promterdan okunuyor. Promterdan bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin içten yapıldığı değil de bir vazife olarak yapıldığı çok belli. İki promter kullanılıyor biri Tayyip Bey birini de Devlet Bey ikisinin de kablosunu takip edin Saray’daki bir odaya çıkıyor. O yüzden biz onlar istedi diye kavga edecek değiliz. Onların seviyesine inecek değiliz maazallah çıkarken vurgun yeriz. Biz bu memleketin sorunlarını konuşmaya devam edeceğiz.
TÜİK’in rakamları doğru değil ama farz edelim ki doğru olsun o rakamlarla bile durumun ne kadar içler acısı olduğunu görmek göstermek anlamak gerekiyor. Basit basit anlatmaya yalın olarak anlatmaya devam edeceğim.
Bir ülkenin ne kadar gelişmiş olduğunu bu tablodan görürsünüz. Burası en fakir burası en zenginler. en yoksulların içinde kim var? Sosyal yardımı olmayanlar, yaşlılık aylığı alanlar, dul ve yetim aylığı alanlar var hiç geliri olmayan var tek asgari ücretle geçinmek zorunda olanlar var ve en düşük emekli maaşı alanların bir kısmı burada. Burada da (üst tarafta) yüksek gelir grubu var, canı isterse vergi verenler. Bu rakam 2022 yılı için en yoksul yüzde 20 gelirin yüzde 5.9’unu alıyor. En zenginler yüzde 49,8. Bu tablo dünyada eşi benzeri görülmemiş bir adaletsizlik tablosu. Erdoğan’ın eliyle en zengin yüzde 20 toplamın yüzde 49’unu alıyor kalan parayı yüzde 80’e paylaşın diyor. Yani Erdoğan 21 yıllık iktidarı boyunca yoksuldan almış zengine vermiş, emekliden almış SAray danışmanlarına vermiş. Asgari ücretliden alıp üç dört maaşla doymayanlara vermiş.
Geçtiğimiz hafta burada grup başkan vekillerinin gözüne bakarak teklif verdik en düşük emekli maaşı en az asgari ücret kadar olsun dedik. Zira Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. 7 bin 500 lirayı 10 bin lira yapıyorlardı CHP gurubu hiç olmazsa asgari cüret olsun dedi. Bu taraftaki milletvekilleri 17 bin liraya el kaydırdılar. O çok milliyetçi olan MHP çok muhafazakar mahallerden oy alıp onların yoksulluğunu muhafaza edenler ret oyu verdiler. Bizim grubumuz halkın vekilleri yetmez ama 17 bin lira olsun dedi. Onlar 10 bin lira emekliye yeter dedi. Yoksullardan oy alıp 10 bin liraya el kaldıranlara da yazıklar olsun.
Saray’ın 1 günlük maliyeti 33.6 milyon lira. Altı sıfır atıldığı için normal gibi algılanıyor olabilir. Eski parayla 33,6 trilyon lira. Bir dakikada 23 bin lira. Bugün asgari ücret 17 bin lira. Saray bir dakikada 23 bin lira harcıyor bir asgari ücreti 40 saniyede tüketiyorlar en düşük emekli maaşı 27 saniyede harcanıyor. O yüzden rakamları basitleştirmenin sadeleştirmenin böyle bakmanın faydası var. Bin oda bin 300 oda gece boyunca yakıyorlar bununla övünüyorlar. Yemek parası o şaşalı ağırladıkları konutlarının parası. Pandemide millet evden çıkmazken Arap şeyhlerine yaptıkları eğlencenin parası. Bir dakikada harcadıkları para 23 bin lira.
Erdoğan yola çıkarken dedi ki benim hesabım simit çay hesabı başkasına bakmam. O günlerde yaptığı hesapla verilen maaş 5 kişilik ailenin nerdeyse gelirinin yarısını yutuyordu. Simit dedi çay dedi hesap yaptı yazıklar olsun dedi oy istedi. Şimdi bakalım simit çay hesabında durum ne? Bugün Ankara’da bir tane simit 10 lira hafta içi 15 yaptılar seçime kadar yakarsın beni demiş 10 liraya geri aldılar 1 Nisan’da 15 lira yine de 10 lirayı kabul edelim. Çay da 15 lira toplam 25 lira. Bir çay bir simit 25 lira aile 5 kişilik. Neden 5 kişi Tayyip Bey’e inandılar ve 3 çocuk yaptılar. Bir öğünde 125 liralık çay simit 3 öğünde 375 lira 30 günde 11 bin 250 lira Tayyip Bey hesap yaparken çay simit hesabı maaşın yarısını yutuyor diye yazıklar olsun diyordu. En düşük emekli maaşı 10 bin lira.
Geçen sene CHP söylediğinde yapmayacağım dediği EYT’yi seçim uğrunda yapıp emekli ettiği Muhammed kardeşim 10 bin lira emekli maaşı alıyor çay simit hesabı 11 bin 250. Eyy Recep Tayyip Erdoğan diyordun ya rahmetli Ecevit’e sen de hiç utanma yok mu? Eyy Erdoğan 11 bin 250 lira çay simit hesabı tutarken emekliye 10 bin lira veriyorsun sende hiç utanma yok mu?
Tayyip Bey çay simide bakar çiftçi mazota bakar. Oy verin bu kardeşinize enflasyonun belini kıracağız diyordu o gün benzinin pompa fiyatı 19 bin 75 kuruştu bugün 39 lira 65 kuruş. Benzin çıktı mı iğneden ipliğe her şeye zam gelir. Büyük zamlar yerel seçimden sonra iyice kapıda. Bunlar fiyatları indiremez yetkiiyi verin diyen ve küçük bir farklı milletten aldığı yetkiyle 18 liradan aldığı mazotu 42 lira yapmış durumda.
Bu sabah Devlet Bahçeli dün akşam Erdoğan yarın bir diğeri bir tane cümleleri var. DEM DEM DEM. DEM diyerek seçim kaznamanın enflasyonu unutturmanın zamları gizlemenin açlığa sefalete katlanın demenin hesabındalar. Geçen seçimde tehlike büyük bayrağı indirecekler vatanı böldürecekler o yüzden ver oyu. Verdiler oyu 18 lira mazotu 42 lira yaptılar. Ne bayrak iner. O bayrağı dalgalandıran Mehmetçiği de savunan biziz müezzinin hakkını koruyan da biziz. Bu vatanın başına bir şey gelecek olsa bedelli askerlikle kaçmayıp cepheye koşanlar yine biziz
Bir yandan Erdoğan bu hamaseti yaparken Bahçeli ile birlikte promtera yazmışlar DEM DEM DEM demek dışında bir çare görmüyorlar. Her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varsa DEM ile de o kadar ilişkimiz var. Geçen seçimi şundan kazanmaya çalıştılar yalan videolar yaptılar bunlar HDP ile bir sürü terör örgütüyle gizli görüşüyorlar. Yok efendim gizli görüşme. Bir bardak demli çaylarını içtik geldiler çayımızı içtiler. DEM DEM diye DEM’in meclis idare amiri ile başkan vekiliyle oturup aynı masada yemek yerler sohbet ederler şakalaşırlar birbirleriyle ilişki kurarlar kamera önüne çıkınca sahtekarlığa başlarla. Arkada can ciğer kuzu sarma burada sahtekar. Milletimize söylüyorum Özgür Özel’in ve CHP’nin DEM ile olan ilişkisi gözün önünde neyse arkada o dur. Arkada can ciğer olup ön tarafta sahtekar olanlar göre bu dürüst tavrımızı milletin taktirine sunuyorum.
Devlet Bahçeli DEM diyor Tayyip Bey zam yapıyor. Sayın Bahçeli milletin derdi DEM değil ZAM ZAM ZAM…
Haftaya 6 Şubat büyük depremin yıl dönümü. Haftaya 50 bin 783 resmi kayıtlara göre vatandaşımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen büyük depremin yıl dönümünde bütün grup olarak önceki CHP gurubu olarak bütün parti yöneticilerimizle deprem bölgesinde olacağız. Bir kez daha büyük felakette hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.
Büyük deprem büyük mağduriyetler yarattı. Ama ondan önce bu deprem nasıl bir Türkiye’de yaşandı bunu bir görmek lazım. Bu deprem 21 yıldır tek başına bir iktidarın hüküm sürdüğü bir ülkede yaşandı. Kendisinden önceki 79 yılında toplanan verginin 4 katını toplayan bir hükümetin iktidarının 21. yılında yaşandı. Bütün yetkileri tek başına kullanan. Mazereti olamayan imkanları tam olan hatta olanın üzerinde kullanan bir iktidarda yaşadı. Kendisinden önceki iktidarı depreme yeterinde hazırlık yapmadı diye eleştiren depremde 3 saatte sokağa çıkamadılar depremin 3. günü hala çadırı olmayanlar var diye eleştiren bir iktidarın döneminde yaşandı. Kendinden önceki iktidarın geçici olarak çıkardığı deprem vergisini kalıcı hale getiren 40 milyar dolar deprem vergisi elde eden ama dirençli kentler yaratmak için bu kaynakları kullanmayan bu kaynakları kendi iktidarını sürdürmek için kullanan ve yandaşlara peşkeş çeken TOKİ’ye zenginlere villalar yaptıran ama deprem konutları yaptırmak için depremin 11 şehri yerle bir etmesini bekleyen bir iktidar döneminde yaşandı.
Bunun bir daha yaşanacağını biliyoruz ama afete karşı dirençli kentler yaratmak iktidar partisinin görevidir. Biz o süreçte depreme hiç hazırlık olmadığını gördük. İlk 1 hafta içinde inanılmaz bir koordinasyonsuzluk gördük. İlk 1 saat içinde inanılmaz bir kibir ve korku gördük. Belediyelerden gelen yardımlarda muhalefet partilerinin engellendiğini, dışarıda bekletildiğini gördük. Darbe paranoyasıyla koca orduyu içeride tutup 10 binlerce canın enkaz altında öldürüldüğünü gördük. Bunları hatırlatmakta fayda var. Ecevit hükümetine 3 gün oldu çadır dağıtmıyorsun diyenlerin Hatay’da 35. gün çadır dağıtamadığını gördük. Kendi imtihanlarıyla sınandılar ama en ağır bedelini yoksullar ödedi.
Millet yardım beklerken milletin telefonuna İBAN gönderdiler. Çadır yok derken Kızılay’ın çadır sattığını öğrendik. Asrın felaketi dediler ama asrın ihmali ile milleti baş başa bıraktılar.”
8 ve 10 Şubatta şunu söyledi bir yıl içinde yıkılan tüm konutları yapıp teslim edeceğiz. Belki duyduk ama tahlil edemedi derseniz sonra 15 Mart’ta depremden 5 hafta sonra çıktı ve dedi ki toplamda 650 bin konut ihtiyacı var bir yıl içinde 310 bin konutu inşa edeceğiz dedi. Bundan sonra çok göreceksiniz bu tabloyu. 1 yılda 319 bin konut dedi. Temeli atılan 250 bin konut var şu anda teslim edilen 47 köy evi var gerçekleşme oranı yüzde 0,01 ama diyor ki gelecek hafta konut teslim edeceğim. Gelecek hafta 46 bin konut teslim edecek gerçekleşme oranı yüzde 7 Burada Osmaniye’nin valisine seslenelim. görünen o ki dedim ihtiyaç olan konut bu kadar bir yıl dolduğunda yüzde 10’unu zor vereceksiniz verdiği rakamlar beni doğruluyor. Onlar bir yılda 650 bin konutun tamamını teslim edeceğini söyledi sonra 319 bin dedi şimdi 46 bin veriyor.
Yerel seçimlere gidiyoruz. 25 yıl şehirlerimizi kötü yönettiler. Buna karşı 2019 yılında artık canına tak edenler İstanbullular dur dedi. Ankara’yı parsel parsel satan dinozor ticaretinden yolunu bulan anlayışa Ankara dur dedi. 11 şehirde israfa kent suçlarına dur dediler. O günden beri CHP ve Millet İttifakı hatta Türkiye ittifakı tarafından seçilmiş belediye başkanlarımız namusluca yönetiyorlar.
İstanbul’u Erdoğan belediyeciliği yönetirse 2 kat fazla parayla yarı yarıya iş yapıyor Arada 4 kat fark var. Meydan okuyoruz. Eskiden yağmur yağar Üsküdar göl olurdu. Pandemide İstanbul’da görülmemiş altyapı çalışması yapıyoruz dediler. Şimdi o kentlere geri dönmek istiyorlar. Haramilerin saltanatını yıktık ya şimdi haramiler geri dönelim mi diyorlar. Bütün elimizdeki büyük şehirlere söylüyoruz elinizdekine çalışkan belediye başkanlarına sahip çıkın.”
Türkiye’de nüfusun yüzde 50’sinden fazlasına CHP’li bir belediye dokunuyor. En yaşanılabilir kentler sıralamasında hepsi en üstte. CHP’li belediyeler en çok üniversite sınavında tercih edilen belediyeler. en çok göç ve turist alan belediyeler. Herkes CHP’li belediyelere gitmek istiyor. Biz bütün vatandaşlarımızı bütün misafir perverliğimize rağmen hepsini Beşiktaş’ta Karşıyaka’da Nilüfer’de ayarlayamayız. Ama bütün vatandaşlarımızı vereceği oylarla çalışkan dürüst CHP belediyelerini getirebilirler.
Bugüne kadar 900’e yakın aday açıkladık. içlerinde bizim dışımızdaki partilerden bu rakamın yanına yaklaşan yok. Aman ha CHP geç kalıyor diye söylenti var buna kimse ihtimal vermesin bu ay sonunda çok büyük oranda adaylar açıklanmış olacak.