Üst düzey istifalarla sarsılan İYİ Parti’de şimdi de ‘para’ krizi yaşanıyor. Yerel seçimler öncesinde kan kaybetmeye devam eden partide ‘kayıp 132 milyon’ tartışması skandala dönüştü.
İYİ Parti Mali İşler Başkanı Sedat Aksakallı, tartışmalar üzerine partinin mali bilançosunu açıkladı.
Sakallı, basın mensuplarına gönderdiği yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Malumlarınız olduğu üzere bir süredir bazı basın-yayın organlarında partimizin gelir ve giderleri konusunda gerçek olmayan bilgiler üzerinden tartışmalar yapılmaktadır.
Partimizin Merkez Teşkilatının tüm mali işlemleri 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ile Parti Tüzüğümüzün ilgili maddeleri çerçevesinde yürütülmektedir.
Partimizin kesin hesap özeti kanuni süresi içinde Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmektedir.
Tüm siyasi partilerimiz gibi İYİ Parti’miz de Siyasi Partiler Kanunu’nda düzenlendiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabidir. Anayasa Mahkemesi’nin denetimi Sayıştay eliyle yerine getirilmektedir.
Önceki yıllara ait denetimlerin sonucunda, yapılan harcamaların 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Kurumsal yönetim ilkeleri ve şeffaf bir görev anlayışı çerçevesinde partimizin 1.1.2023-17.11.2023 tarihleri arasındaki gelir ve giderlerine ilişkin özet bilanço Ek’te kamuoyumuzun bilgilerine sunulmuştur.”
DİKBAYIR: GENEL BAŞKAN GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARMAZSA SAVCILIĞA BAŞVURACAĞIM
Öte yandan İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, ‘kayıp 132 milyon’ iddialarına ilişkin Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuştu.
Dikbayır şunları söyledi:
“26 Haziran’da yapılan kongremizde partinin mali işlerinden sorumlu kişisi olarak gelen yönetime 132 milyon lirayı bıraktım. Meclis açıldıktan sonra, yeni yönetim, milletvekillerini maddi durumlarına göre sınıflandırıp, kiminden 250 bin lira, kiminden 500 bin lira, kiminden 1 milyon lira partiye yardım istedi. Bu durum bazı milletvekillerinin, ‘Partinin parası mı yok, bizden para istendi?’ diye sormalarına ve eleştirmelerine neden oldu. Bana soran milletvekilleri oldu. Kendilerine, ‘ Delegeler de bütçemizi ibra etti.132 milyon lira civarında parayla devrettik. 10 Ocak 2024’de partiler devlet yardımı alacak. Bıraktığım para o tarihe kadar rahat rahat yeter’ dedim.”
“ÇALIŞANLARA ZAM YAPMAMAK İÇİN SÖYLEDİLER”
“Yerime gelen arkadaşımız, ‘Kasamız eksi 16 milyon lirada’ deyince, ‘Vay efendim bu parayı Genel Başkan yedi’ anlamı çıkarmaya çalıştılar. Genel Başkan’a bunu böyle intikal ettirmişler. Genel Başkan Yardımcısı aslında şunu söylüyor ama söylediği tam anlaşılmadığı için… ‘Kasamız 16 milyon eksi veriyor. Aslında 10 Ocak tarihine göre 16 milyon eksi veriyor’ demek istiyor. Yani o tarihe kadar para yetmez demek istiyor. Bu da yanlış. Partiye bıraktığım para o tarihe kadar rahat yeter. Yerime mali işlere bakan kişi, benim ne kadar para bıraktığımı bilmez olur mu? Neden öyle söyledi? Çalışanlara zam yapmamak için. Böyle şeyler olur mu? Vallahi, billahi çalışanlara zam yapmamak için kasamızda para olmadığı söylendi. Genel Başkan, iddialarla ilgili olarak pazartesi günü (bugün) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı’nın açıklama yapacağını söyledi. Her şey ortada ama Genel Başkan’a gerçekdışı bilgiler veriliyor. Benim sözlerimden, ‘Bu parayı Genel Başkan mı harcadı?’ anlamı çıkar mı? Ben gücümün yettiğince bu konunun üzerine gideceğim. Bunu üzerimde bırakmam. Genel Başkanımız da gerekli araştırmalarını yaptıktan sonra, hakkımdaki iddiaların gerçekle ilgisinin olmadığını öğrenince kamuoyu önüne çıkıp yanıltıldığını söylemeli.”
“HAKKIMI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIM”
Dikbayır, şöyle devam etti:
“Genel Başkanımız da bunu açıklamalı. Kendisine, gerçekle ilgisi olmayan bilgileri getirenlerden hesabını sormalı, ‘Beni niçin yanılttınız, dedikoduları niçin getirdiniz?’ deyip gereğini yapmalı. Ben başka bir şey istemiyorum. Yok banka hesaplarını incelettirmişim, yok partinin parasının yenildiğini söylemişim, yok belediyelerle iş yapmışım. Ben de şunu söylüyorum: Alnım açık, yüzüm pak. Ne benim, ne ailem, ne sülalemin belediyelerle işi olmamıştır, bundan sonra da olmaz. Bir kuruşluk iş yaptığımı ispatlasınlar milletvekilliğinden istifa ederim. Twitter hesabı açıp yönettirmişim. Ortaya çıkarın. Açıkladılar, açıkladılar, yoksa ben çıkıp C. Savcılığına başvurup bu konularla alakalı olarak dokunulmazlığımın kaldırılmasını talep edeceğim. Meclis Başkanlık Divanı’na başvuracağım. Önce İYİ Parti TBMM Disiplin Kurulu Başkanlığı’na yazılı olarak başvurup hakkımdaki bugüne kadar atılan iddiaların ve gündeme gelebilecek her konunun araştırılmasını istedim. Ben hakkımı sonuna kadar savunacağım. Bu kadar kolay dedikodu yapılır mı?”
“PARTİDE DEDİKODU KAZANI KAYNIYOR”
Partide “dedikodu kazanının” kaynadığını belirten Dikbayır, “Genel Başkan’a dedikodular götürülüyor. ‘Vay efendim bu senin için böyle yapıyor, bu senin için böyle diyor’ diye Genel Başkan’ı bunaltanlar var. Partide üç-dört kişi bir araya gelse bunun altında bir şey arıyorlar. Üç-dört kişi bir yerde yemek yiyemez mi? Bir arkadaşımızın ofisine gidip oturup çay kahve içemez miyiz? Böyle şey olur mu? Uğurhan Bey benim 5 yıldır arkadaşım. Ofisine gitmem ya da onun benim yanıma gelmesi kadar doğal ne olabilir?” diye konuştu.