CHP Kadın Kolları, yeni başkanını seçiyor; üç aday yarıştan çekildi

» Büyük Manşet » CHP Kadın Kolları, yeni başkanını seçiyor; üç aday yarıştan çekildi

CHP 15. Olağan Kadın Kolları Kurultayı, “Eşitlik ve Adalet” temasıyla bugün Ankara Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.

Kurultay başlamadan önce adaylar Birsen Bayar ve Birsen Temir Saraç‘ın ardından Merve Kır da adaylıktan çekildiğini duyurdu. Kurultayda, CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya ve CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka başkanlık için yarışıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katıldığı kurultayda CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen divan başkanı seçildi.

Özgür Özel, konuşmasına başlamadan önce “Kadın kolları kongresini lütfen başka amaçlara alet etmeyin. Çok rica ediyorum lütfen” diyerek slogan atıp pankart açanları uyardı.

“Kadın kolları kongresini başka amaçlara alet etmeyin”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 15. Olağan Kadın Kolları Kurultayı’nda konuştu. Özel’in konuşmaya başladığı sırada İzmir’de Çiğli Belediyesi tarafından işten çıkarılan işçiler, “İşimizi geri istiyoruz” sloganı atarken, “Dik duran kadınlara hepinizi alıştıracağız” ve “Haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dövizleri taşıdı. Kadın işçilerden biri “Biz CHP üyesiyiz. Önce bize sahip çıkın” diye seslendi. Bunun üzerine Özel, “Kadın Kolları Kongresi’ni başka amaçlara alet etmeyin. Çok rica ediyorum. Ben sizi her ortamda dinliyorum, sizi kapının önünde de dinlerim. Ama burası Kadın Kolları Kongresi… Burayı kadınlara bırakacaksınız, burayı erkeklere provoke ettirmem. Alın erkek arkadaşları dışarı” diye tepki gösterdi.

İşçilerin dışarıya çıkartılmasının ardından konuşmasına devam eden Özel, “İyi ki kadın kollarımız var. Bu ülkeye eşit temsili biz getireceğiz. Bugün 35 kadın belediye başkanımız görevi başındadır ve bu bir önceki döneme göre yüzde 350 artmıştır” dedi.

Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Bu ülkenin yarısı kadın yarısı erkek. Tayyip Bey Türkiye kadınlarının gözlerinin içine bakıp ‘Senin yerin aile evi. Elinin hamuruyla sen Sağlık Bakanlığı’na karışamazsın. Kadının eri ailesinin yanıdır, çocuğuna bakmalıdır’ diyor. Bizde ise Adalet Bakanı Gökçe Gökçen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Aylin Nazlıaka, Turizm ve Kültür Bakanı Gülşah Deniz Atalar, Sanayi ve Ticaret Bakanı Pınar Uzun, Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz, Gençlik ve Spor Bakanı Sevgi Kılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gamze Taşçıer. Eğer eşit temsil yapacaksanız 9 erkek görev yapacaksa 9 da kadın yapacaksınız. Ben kendi iktidar alanımda bunu yaptım. Şimdi tüzük geliyor. Ben inanıyorum ki eşit temsili yarınlara bırakmadan bugünden en makul kademeli geçişi sağlayarak bir ya da 2 seçim içerisinde önce yüzde 40 sonra da yüzde 50 ile milletvekillerini ve belediye başkanlarının yarısını kadın yapacağız. Bunun için kadının siyasete katılımının yüreklendirilmesi çok önemli. Bu salondan rekabeti, tartışmayı ya da olası kırgınlıkları değil ortak irademizi Anadolu’ya taşıyın. Kadınları siyasete davet edin. Ülkeyi yönetmek için, bu ülkenin kaderine el koymak için Türkiye’deki bütün kadınları bu partiye davet ediyoruz.

“Yüzde 33 kadın kotası, kademeli olarak yüzde 50’ye çıkarılacak”

Tarih boyunca ayrımcılıkla mücadele eden kadınların kazanımlarını ileriye taşımak hepimizin ortak hedefi. Bunu yolu erkeklerin kadınlar hakkında karar vermeleri değil, kadınların siyasi hayata etkin katılımı ve toplumsal refahın eşit ve özgür yaşamın anahtarını kadınların kendi elleriyle taşımalıdır. Bu nedenle kadınların siyasi süreçlerde etkin rol almasını sağlamak bizim için vazgeçilmez hedefimizdir. Bu sebeple önümüzdeki ay Tüzük Kurultayı’nda hala yüzde 33 olan cinsiyet kotasını kademeli olarak yüzde 50’ye çıkarma konusundaki irademizi vurgulamak ve bu salonun iradesini Tüzük Kurultayı’na taşımak da bugün seçilecek kadın kolları başkanı ve yönetiminin asli görevi olacağını ve buna saygı duyacağımızı ifade etmek isterim.

“Kadınlar aile içi şiddetin, kadın düşmanı politikaların ve yasal boşlukların bedellerini hayatlarıyla ödüyorlar”

Kadınlar, kadın düşmanı politikaların ve yasal boşlukların bedellerini hayatlarıyla ödüyorlar. Siyasette kadının temsili az olunca alanda, sahada, sokakta, iş yaşamında ve evde kadının karşısındaki güçler ve şiddet artarak devam ediyor. Kadınlar aile içi şiddetin, kadın düşmanı politikaların ve yasal boşlukların bedellerini hayatlarıyla ödüyorlar. Gelecek seçimler kadın seçmen açısından referandum niteliğinde olacaktır. O tarafta Tayyip Bey’e oy verenler İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmış olmasını ve devamında 6284’e biraz daha cesaret bulurlarsa Medeni Kanun’a saldırıları meşrulaştıracak bu zemine oy vereceklerdir. Ama ben inanıyorum ki yapılacak ilk genel seçimde ilk 10 gün içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirecek CHP’ye oy vereceklerdir.

“Ayağa kalkın ve bu partiyi iktidar yapın”

Biz CHP olarak seküler olsun dindar olsun, başı açık ya da kapalı olsun tüm kadınların güvencesiyiz. Biz önyargılarla hakkını aramayan korkan kadınların adalete ulaşmasının güvencesiyiz. Bütün kadınların haklarının savunulmasına her biriniz kadar irade göstereceğime ve bundan sonraki yürüyüşte bu partiyi sizinle birlikte iktidara taşımak ve gençlerin ve kadınların iktidarı yapabilmek için çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nini kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yapılacak ilk seçimlerde ayağa kaldırmak için hepinizi davet ediyorum. Ayağa kalkın ve bu partiyi iktidar yapın. Bunu yapacak olan sizlersiniz.”

Gökçe Gökçen: Emel anneye, Gülsüm anneye, Meriç Kahraman’a, Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Ayşe Buğra’ya ve Mısra Öz’e selam olsun

Divan başkanı seçilen Gökçe Gökçen sözlerine şöyle başladı:

Sevgili yol arkadaşlarım, kadın kollarımızın değerli temsilcileri, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden, bu mücadelesini yalnızca kendisi için değil, sesini çıkaramayanlara ses olmak için, şiddete uğrayanlara güç vermek için, tüm geride bırakılanlara cesaret vermek için, büyük ve değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde kazanımlarımıza sahip çıkmak için sürdürenlere selam olsun. Yalnızca kadın politikalarını belirlemek için değil, Türkiye’nin tüm sorunlarının bu toplumun yarısına nasıl etki ettiğini bilerek, çocukların, yaşlıların, hastaların, yani sosyal devletin yokluğu sebebiyle omuzlarına yüklenen yükü de üstlenerek, yüzlerce yıllık hak mücadelesinin mirasını hakkıyla omuzlayarak, ülkenin geleceğine yön verenlere selam olsun” diye başladı. Hiç kimsenin sokağa çıkamadığı bir baskı ortamında 8 Martlarda meydanları dolduranlara, İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısında fesheden tek adama karşı milyonlarız diyenlere, çocuk istismarına af getirmeye, nafaka hakkına göz dikmeye, 6284 sayılı kanunu hedef alanlara karşı kararlı bir şekilde ve dimdik mücadele edenlere, zorluklardan söz ederken, sözünü ettiğimiz birçok zorlukla karşılaştırılamayacak bir yaşam mücadelesi veren Filistinli kadınlara selam olsun. Ali İsmail’in hatırasını özgür bir dünya düşleyen gençlerde yaşatan Emel anneye, evladının hatırasını yuhalayanlara karşı çocukları yaşattığımız bir ülke için haykıran Gülsüm anneye, kızı Vera’yı Silivri kapılarında büyütürken cesaretin bulaşıcı olduğunu gösteren Meriç Demir Kahraman’a, haksızlıklara karşı neşesiyle, gülüşüyle hepimize güç veren Çiğdem Mater’e, uğradığı tüm haksızlıklara karşı sükuneti ve kararlılığıyla hak savunuculuğu nasıl olur gösteren Mine Özerden’e, hocalarımızın hocası Ayşe Buğra’ya, sadece oğlunun katillerinden değil, cinayetlerin tüm sorumlularından korkusuzca hesap soran Mısra Öz’e selam olsun.”

“Kadın kollarımızı bu partinin yan kolu değil, öz gücü haline getireceğiz”

Gökçen şöyle devam etti:

“Sevgili yol arkadaşlarım, her birinize, kadın olmamızdan kaynaklı olarak uğradığımız haksızlıklara ve engellemelere karşı siyasette var olan, buradayım diyen, emeğimle varım diyen, kadın kollarımız daha da güçlensin diyen, dayanışmayı büyüten her birinize selam olsun. Değerli kadınlar, yalnızca kotaları uygulatmak için değil, yüzde 50 için, yani hakkımız olan eşit temsil için mücadele eden her birinize selam olsun. Bir kez daha Kadın Kolları Kurultayımızın Divan Başkanlığı’yla beni onurlandırdınız, her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum.

Sevgili dostlarım, 31 Mart’ta değişimin gücüyle, kadın adaylarımızın emeğiyle ve toplumsal cinsiyet eşitliğini yönetim kurulunda eşit temsil ile savunan Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in kararlı desteğiyle partimizin birinci parti olduğunu gördük. Benim gibi birçok arkadaşınız, hayatında ilk defa o haritayı kırmızıya boyanmış gördü. O günkü sevinç gözyaşlarımız, bu bir son olduğu için değildi. Tam tersine, bu bir başlangıçtı. Biz bunu bir zafer olarak değil, bize ve partimize verilmiş bir fırsat olarak, aksi yönde tüm iddialara rağmen toplumun kadın yöneticilere, belediye başkanlarına güveni olarak değerlendirdik.

Bugün Cumhuriyet Halk Partisi, yaşamımız boyunca içinde emek vermekten gurur duyduğumuz partimiz güçlenmeye devam edecekse, kadınların görünürlüğüyle, kadınların eşit temsiliyle, kadın kollarının kapatılması değil, tam tersine, kadın kollarımızın örgütüyle ve potansiyeliyle güçlenmesiyle, hakkıyla temsil edilmesiyle olacak. Başbakanımız ve Gençlik Kollarımızdan yetişen Genel Başkanımız Bülent Ecevit’in bir sözü var. Ne diyor Bülent Ecevit: ‘Gençlik Kolları bu partinin yan kolu değil, öz gücüdür’ Bugüne dek gençlik kollarımız ve kadın kollarımızın bir arada değerlendirildiği, fakat temsil hakkına gelindiğinde geride kaldıkları süreçler de yaşadık.

Genel Başkanlarımızın da emeğiyle, özellikle Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in mücadelesiyle, gençlik ve kadın kollarımızın güçlendirildiği süreçler de. Dikkatinizi çekmek isterim, Kadın Kollarımız bir arada durdukça, dayanışmasını gösterdikçe, partimizde siyaset yapan kadınlar tek yumruk ve bir ‘örgüt’ olabildikçe, kadın kollarımızı bu partinin yan kolu değil, öz gücü haline getireceğiz.

Gençlik kollarından yetişen bir kadın olarak, sizlerin samimi ve içten duygularını her zaman hissederek siyasete devam etme gücü bulmuş bir arkadaşınız olarak, Kadın Kollarımızın Olağan Kurultayı’nda yarışacak olan tüm adaylara, öncelikle her birine partimize ve kadın mücadelesine olan katkılarından dolayı teşekkür ediyor, Genel Başkanlık ve Merkez Yönetim Kurulu üyelikleri için yarışacak olan arkadaşlarımıza sonsuz başarılar ve partimize yakışan, olgun ve tartışmalardan yararlandığımız bir kurultay diliyor, kadın kollarımızı nasıl geliştireceğimiz ve gücümüzü nasıl daha iyi gösterebileceğimiz, iktidar yolunda yalnızca kadın politikaları konusunda değil, fakat tüm alanlara dair görüşlerinizi ve fikirlerinizi dinleyecek olmaktan dolayı mutluluğumu ve sabırsızlığımı ifade etmek istiyorum. Kadınlar, biz birbirimize karşı değil, birbirimiz için ve yoldaşça mücadele ettiğimizde çok daha güçlüyüz. Bir kez daha teşekkür ediyor, Kurultayımızın partimize ve hepimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Kadın Kolları Başkan adaylarından Aylin Nazlıaka, kurultayda yaptığı konuşmada özetle şöyle konuştu:

“Bugün bizler burada ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partimizin ebedi liderimizin ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucuları olarak bir araya geldik. AK Parti iktidarının karanlığını aydınlığa çevirecek olanlar bugün burada bu salondalar. Bizler Kurtuluş Savaşı döneminde cepheye koşan Gördesli Makbule’nin, Halime Çavuş’un, Şerife Bacı’nın ve daha nicelerinin nesli olan kadınlar bugün buradalar. Bizler bugün buradayız. Sultanahmet Meydanı’nda ‘ey özgürlük’ diye haykıran Halide Edip Adıvar’ın, laik ve aydınlık bir Türkiye mücadelesinde katledilen Bahriye Üçok’un, hayatını kız çocuklarının okullaştırılmasına adamış olan Türkan Saylan’ın miras bıraktığı mücadelenin neferleri bugün buradalar. 

“Bu işin peşini bırakmayacağız”

Sevgili kız kardeşlerim bizler, Erdoğan’ın bize ‘Taliban’la ters düşen yanımız yok’ diyen gerici zihniyetine karşı laik, demokratik, çağdaş ve aydınlık bir Türkiye’nin savunucularıyız. Bizler kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi bir gecede ‘3 kez boş ol’ diyerek feshedilirken bu hukuksuzluğa sonuna kadar direnenleriz. 6284’ün budamaya kalkanlara, Medeni Kanunu sil baştan yazmaya kalkanlara ve her türlü haklarımızı gasp etmeye çalışanlara haddinizi bilin diyenleriz. AKP’nin soyadı dayatmasına hayır diyenleriz. Vekillerimizle birlikte hep birlikte mücadele verdik. Bu konunun peşini asla ama asla bırakmayacağız. 

Kız çocuklarının erken yaşta ve zorla evlendirilmesinin önünü açan 4+4+4 sistemini reddeden, anaokuluna zorunlu mescidi ÇEDES uygulamasıyla dayatanları ifşa edenler bizleriz. Çocuk işçiliğini devlet eliyle yaygınlaştırılmasına hizmet eden MESEM’lerde 1 yılda 11 çocuğun hayatının kaybedilmesi konusunda sessiz kalmayan, sesini yükselten, isyan eden bizleriz. Türkiye’de 2,5 milyon okuma-yazma bilmezken eğitimde fırsat eşitliğini savunanlar bizleriz. Verileri makyajlamakla ustalaşan TÜİK, kadınların ev içi işlere erkeklere kıyasla 5 katı kadar zaman ve emek koyduğunu söylüyor. TÜİK bunu söylüyorsa siz gerçek verinin ne kadar daha vahim olduğunu tahmin edebilirsiniz. Yine TÜİK’e göre geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 34. Aynı işi yapan kadınla erkek arasındaki ücret farkı yüzde 20. İşte durum buyken kadın istihdamını arttıran politikalar üretenler bizleriz. Kadınlar eşit işe, eşit ücret almalı asla ve asla kayıt dışı çalıştırılmamalı diyerek kadın mücadelesini, emek mücadelesiyle yoğurarak yükseltenler yine bizleriz. 

“Hepimiz güçlüyüz”

Kadınlara 3-5 çocuk dayatıp, kuluçka makinesi gibi görenlerin karşısında dağ gibi duranlarız bizler. Kadınların etek boyundan rujunun rengine, kaç çocuk doğuracağından saat kaçta sokağa çıkacağına ve hayatındaki verdiği birçok karara karışanlara karşı sizler, bize sınır çizemezsiniz. ‘Benim bedenim, benim kararım’ diyen yine bizleriz. Hepimiz güçlüyüz. Güç sende arkadaşım, aynaya bak güç sende. Hepimiz güçlüyüz”